0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 6     ***     Toplam Konu: 1989     ***     Toplam Mesaj: 41468
  
Forum Anasayfa » RAVDA ÇOCUK » HZ.İDRİSİN (s.a) HAYATI

önceki konu   diğer konu
12 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfalar (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Misafir deliceb  
HZ.İDRİSİN (s.a) HAYATI
Misafir
Kur'an-ı Kerîm'de adı geçen peygamberlerden biri. Peygamberler silsilesinin ikinci halkasında bulunan İdris (a.s) Kur'an-ı Kerîm'de adı geçmeyen Şit (a.s)'den sonra peygamber olmuştur.
İdris (a.s) rivayetlere göre, beyaz tenli uzun boylu, geniş göğüslü, gür sakallı idi. Yürürken adımını kısa atar, önüne bakarak yürürdü. İlk kez astronomi ve hesap ilmini, geçmiş zamanların ilimlerini öğrenen İdris (a.s)'dır.

Hz. İdris kavmini putlara tapmaktan şeytana ve Kabiloğullarına tarafgir olmaktan alıkoymuş, kendisine inanan az bir toplulukla Kabiloğullarıyla savaşmış ve onların bir çoğunu esir almıştır (bk. İbnu'l-Esir, el-Kâmil, I, 62, 63). Hz. Peygamber (s.a.s) Mirac gecesinde semada Hz. İdris ile karşılaşmış, Cebrail (a.s)'a "bu kimdir" diye sormuş. Cebrail (a.s) "Bu İdris (a.s)'dır. Ona selam ver" deyince, Hz. Peygamber ona selâm vermiştir. Hz. İdris selama mukabele ederek "hoş geldin safa geldin salih kardeş salih peygamber" diyerek hayır dua etmiştir (Buhârı, Enbiyâ, 5).

Kur'an-ı Kerîm'de yer alan İdris (a.s) hakkında dört ayet-i kerime vardır. Bunlardan ilk ikisi şu şekildedir: "(Ey Muhammed)! Kitapta İdris'e dair söylediklerimizi de an. Çünkü o, dosdoğru bir peygamberdi. Onu yüce bir yere yükselttik" (Meryem, 19/56-57). İdris (a.s) hakkında nâzil olan diğer iki ayet-i kerime şu anlamdadır: "(Ey Muhammed)! İsmail, İdris, Zü'l-kifl hakkında anlattığımızı da an; onların her biri sabredenlerdendi. Onları rahmetimize kattık. Doğrusu onlar iyilerdendi" (el-Enbiyâ, 21 /85-86).

İdris (a.s) hakkında indirilen bu ayetlerden onun; peygamber, dosdoğru, yüce bir mevkie yükseltilmiş, sabırlı, 'ın rahmetine kavuşmuş ve iyilerden olmak gibi niteliklere sahip olduğu görülmektedir.

İdris (a.s)'e otuz sahife indirilmiştir. Rivayete göre, ilk defa yazı yazan ve elbise dikip giyen odur. Ondan önce insanlar, hayvan derisi giyerlerdi. Ayrıca üçyüz altmış sene ömür sürdüğü de söylenmektedir. İdris (a.s)'e göklerin sırları açılmış olup Teâlâ onu diri olarak göğe kaldırmıştır (Fif Abdu'l-Fettah Tabbar Me'al-Enbiyâ, I, 842).

Mefail HIZLI
Gönderen: 27.07.2005 - 15:04
Bu Mesaji Bildir   Yukari
_SüMeYYe_ su an offline _SüMeYYe_  
540 Mesaj -
_SüMeYYe_ üyenin alternatif Ego
yüregine saglik güzeLim.. allah razi olsun..
Gönderen: 27.07.2005 - 15:06
Bu Mesaji Bildir   _SüMeYYe_ üyenin diger mesajlarini ara _SüMeYYe_ üyenin Profiline bak _SüMeYYe_ üyeye özel mesaj gönder _SüMeYYe_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
sizdende razı olsun sümeyye ablacım eğer bulabirisem ben bütün peygamberlerin hayatını yazacağımzwinkern
Gönderen: 27.07.2005 - 15:07
Bu Mesaji Bildir   Yukari
_SüMeYYe_ su an offline _SüMeYYe_  
540 Mesaj -
_SüMeYYe_ üyenin alternatif Ego
ins. canim..
Gönderen: 27.07.2005 - 15:08
Bu Mesaji Bildir   _SüMeYYe_ üyenin diger mesajlarini ara _SüMeYYe_ üyenin Profiline bak _SüMeYYe_ üyeye özel mesaj gönder _SüMeYYe_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
inş.zwinkern
Gönderen: 27.07.2005 - 15:08
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
şimdide HZ.İSHAK(A.S)
Gönderen: 27.07.2005 - 15:13
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
İbrahim (a.s)'ın Hz. Sâre'den doğan ikinci oğlu.
Hz. Sâre'nin çocuğu olmadığı için kocasına cariyesi Hacer'i hediye etmiştir. Hz. Hacer Hz. İsmail'i doğurunca, Hz. Sâre üzülmüştür. Hz. İbrahim yüz yirmi yaşında Hz. Sâre doksan yaşında iken 'ın bir lutfu ve mucizesi olarak İshâk (a.s) doğmuştur (bk. Hâkim, Müstedrek, 11, 556).

Kur'an-ı Kerim'de bu olay şöyle anlatılır: "And olsun ki, elçilerimiz İbrahim'e müjde ile gelip; "Selâm", dediler. O da "Selâm" dedi ve eğlenmeden gidip kızartılmış bir buzağı getirdi. Onların ellerinin buna uzanmadığını görünce hoşlanmadı ve kalbine bir korku geldi. Onlar "korkma biz lût kavmine gönderildik" dediler. İbrahim'in ayakta duran zevcesi güldü. Biz de ona İshak'ı ardından da torunu Yâkub'u müjdeledik. Kadın "vay, kendim koca bir karı, şu zevcimde bir ihtiyar iken ben mi doğuracakmışım? Bu doğrusu pek şaşılacak bir iş" dedi. Melekler "ey evin hanımı. 'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl 'ın işine şaşacaksın. O Hamid ve Meciddir" dediler (Hûd, 11 /73).

İshâk (a.s)'ın tarih kitaplarında anlatıları şemâili şöyledir. Uzun boylu, kara gözlü, buğday benizli, yüzü güzel, konuşması düzgün, saçı, sakalı bembeyazdı. Siret ve sureti babası İbrahim (a.s)'a benzerdi (Hâkim, Müstedrek, 11, 557). Hz. İshâk'ın Yakub ve 'Ays adında iki oğlu olmuştur. Yakub (a.s) daha güzel yüzlü, daha düzgün konuşmalı ve zarafet ve güzelliği daha çok olandı. Ays, Rumların yaşadığı bölgede ikamet etmişti (Hâkim, Müstedrek, l l, 557).

İshâk (a.s) Kur'an-ı Kerim'de de övülmüştür: "Ey Muhammed; güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshâk ve Yakub'u da an! Biz onları âhiret yurdunu düşünen samimi kimseler kıldık. Doğrusu onlar bizim yanımızda seçkin, iyi kimselerdir" (Sâd, 38/45-47). İshâk (a.s) babasının ölümünden sonra Sam bölgesine peygamber olarak vazifelendirilmiş, 'u Teâlâ onu seçkin ve hayırlı bir insan eylemiştir.

"İbrahim'e salihlerden bir peygamber olmak üzere de İshâk'ı müjdeledik. Hem ona hem de İshâk'a feyz ve bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apaçık zulmedeni de vardır" (es-Sâffât, 37/112, 113).

Hz. İshak rivayete göre yüzaltmış yaslarında bu günkü Filistin'in bulunduğu bölgede Kudüs yakınlarında vefat etmiş, babası İbrahim (a.s)'ın Mezradaki kabrinin yanına defnedilmiştir (İbnu'l-Esîr el-Kâmil fi't- Tarih, 1, 127).

Abdullah YÜCEL
Gönderen: 27.07.2005 - 15:14
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
şimdi Hz.YA'KUB(a.s)
Gönderen: 27.07.2005 - 15:15
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
Kur'ân'da adı geçen peygamberlerden biri.
Ya'kûb (a.s)'ın soyu, İshâk (a.s) vasıtasiyle İbrahim (a.s)'a dayanmaktadır. O, İshak (a.s)'ın ve İshak (a.s) da İbrahim (a.s)'ın oğludur. Annesinin adı Refaka'dır. Kardeşi Ays ile beraber, ikiz olarak doğmuştur. Kardeşinin ardından doğduğu için ona Ya'kûb denmiştir.

Ya'kûb (a.s)'ın diğer bir adı da İsrail'dir. Kardeşi Ays'tan kaçarak dayısının yanına giderken gündüzleri saklanmış ve geceleri yürümüştür. Bundan dolayı kendisine İsrâil denmiştir. Kelime olarak İsrâil geceleyin ('a) yürüyen demektir (et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, I,162 vd.).

Ya'kûb (a.s)'ın doğumu ve peygamberliği daha önceden müjdelenmişti. Onun bu durumu Kur'ân'da şöyle haber verilmiştir:

Biz ona (İbrahim (a.s)'ın hanımına) İshâk'ı müjdeledik. İshâk'ın ardından da (torunu) Yaküb'u"(Hûd, 11/71).

Bu âyette aynı zamanda, Yakûb (a.s)'ın yukarıda sunulan soyu da dile getirilmiştir.

Ya'kûb (a.s), önce dayısı Lebân'ın büyük kızı Leyya ile ve ondan sonra ad küçük kızı Râhil ile evlenmiştir. Leyya'dan Rabil, Yehuza, Şem'ûn ve Lavi adındaki oğulları doğmuştur. Râhil'den de Yûsuf ve Bünyamin dünyaya gelmiştir. Ya'kflb (a.s)'ın diğer iki hanımından altı oğlu daha vardı. Toplam on iki erkek evlada sahipti (İbn Kuteybe, Kilabu'l-Meârif, Beyrut 1970,19; İbn Haldun, Tarih, Beyrut, 1971, I, 39).

Kur'ân'ın birçok yerinde Ya'kûb (a.s)'ın peygamberliğinden ve çeşitli faziletlerinden bahsedilmektedir. Onun peygamberliğini dile getiren bazı âyetlerin meâli şöyledir:

Nihayet (İbrahim) onlardan ve 'ın dışında taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman, biz ona İshâk'ı ve Ya'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk ve kendilerine güzel ve üstün bir şan, şöhret nasip ettik" (Meryem, 19/49, 50).

"Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sona da vahyettik. Nitekim İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsâ'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Harun'a, Süleyman'a da vahyetmiş ve Davud'a da Zebur'u vermiştik" (en-Nisâ, 4/163).

Ya'kub (a.s)'ın kuvvetli, basiretli ve halis (samimi) bir kişiliğe sahip olduğunu anlatan bazı âyetlerin meâli de şöyledir:

Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshâk'ı ve Ya'kûb'u da an. Biz onları ahiret yurdunu düşünme özeliğiyle temizleyip, kendimize hâlis kul yaptık" (Sâd, 38/45, 46).

O, diğer peygamberler gibi 'ın hidâyetine erdirilen ve güzel davranan yüce bir kişi idi. Kur'ân'da bu hususta şöyle buyurulmaktadır:

"Biz ona (İbrahîm'e) İshâk'ı ve İshâk'ın oğlu Ya'kûb'u da hediye ettik. Hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e Yûsuf â Musa'ya ve Harûnâda yol göstermiştik. Biz güzel davrananlara böyle karşılık veririz" (el-En'âm, 6/84)

Bir de Ya'kub (a.s) rüya tabir etmeyi de bilirdi. Yüce Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususu şöyle haber vermiştir:

"Hani bir zaman Yûsuf babasına: Babacığım, ben (rüy'a) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Bunları hepsinin bana secde ettiklerini gördüm, demişti. (Babası Ya'kub ona şöyle demşti): Yavrum, rü'yanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insana apaçık bir düşmandır! Böylece Rabb'in seni seçecek ve sana rü'yada görülen olayların yorumunu (veya 'ın kitabının ve peygamberlerin sünnetlerinin inceliklerini) öğretecek. Sana ve Ya'kûb soyuna nimetini tamlayacaktır. Nasıl ki ataların İbrahim'e, ve İshâk'a da nimetini tamamlamıştı. Şüphesiz Rabb'in bilendir, hikmet sahibidir" (Yûsuf, 12/4, 5, 6).

Ya'kûb (a.s) bitmeyen tükenmeyen güzel bir sabra sahipti. O, sabrıyla ve ümidiyle örnek bir peygamberdi. Kendisi, evlad acısı ve evlad ihanetiyle imtihan edildi. Kur'ân'da, onun hayatı, Yûsuf (a.s)'ın hayatı ile iç içe anlatılmıştır. Ya'kûb (a.s)'ın gözlerinin kaybolmasına, saçlarının ağarmasına ve belinin bükülmesine sebep olan bu evlad imtihanı ve onun örnek sabrı, Kur'ân'da şöyle haber verilmiştir:

"(Ya'kûb kendisine hıyanet eden çocuklarına şöyle dedi): Herhalde, nefisleriniz size bu işi süsleyerek sizi ona sürükledi. Artık bana güzelce sabretmek kalıyor. Belki de , onların hepsini bana getirir. Çünkü O, bilendir, herşeyi hikmetle (yerli yerince) yapandır. Ve yüzünü onlardan çevirdi de: "Ey Yûsuf üzerindeki tasam (gel, gel tam senin gelme zamanındır)! " dedi ve tasadan gözlerine ak düştü. (Acısını) yutkunuyor (açığa vurmamaya çalışıyordu). Dediler ki: "Vallahi sen, Yûsuf'u ana ana hasta olacaksın, yahut öleceksin!" (Ya'kûb aleyhisselâm onlara): "Ben üzüntü ve tasamı yalnız 'a şikayet ederim ve tan sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim" dedi. (Ondan sonra şöyle devam etti): "Ey oğullarım, gidin, Yûsuf'u ve kardeşini araştırın. 'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Zira, kafir kavimden başkası 'ın rahmetinden ümit kesmez!" (Ya'kûb'un oğulları tekrar Mısır'a Yûsuf'un yanına döndüklerinde dediler ki: "Ey vezir, bize ve çocuklarımıza darlık dokundu, değersiz bir bir sermaye ile geldik. Ama sen bizim için tam ölçü ver, bize tasadduk eyle. Çünkü , tasadduk edenleri mükafatlandırır." (Yûsuf) dedi: "Sizler cahil iken, Yûsuf'a ve kardeşine yaptığınız(ın kötülüğünü) bildiniz mi (bundan tevbe ettiniz mi)?" "A, yoksa sen, sen Yûsuf' musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşindir" dedi (ve şöyle devam etti): " bize lütfetti. (Bizi korudu, yüceltti). Kim ('tan) korkar ve sabrederse, Şüphesiz , iyilik edenlerin ecrini zayi etmez" "Vallahi, seni bizden üstün kıldı. Doğrusu biz suç işlemiştik! dediler (Yûsuf onlara): "Bu gün sizi kınama yok. sizi bağışlar. O, merhametlilerin merhametlisidir. Şimdi şu gömleğimi götürün, babamın yüzüne koyun da gözü açılsın. Ve bütün ailenizle birlikte bana gelin" dedi. Kervan (Mısır'dan) ayrılıp yola koyulunca, babaları, (yanında bulunanlara): "Eğer bana bunak demezseniz, (inanın ki) ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum"dedi. "Vallahi sen hâlâ eski şaşkınlığın içindesin" dediler. Müjdeci gelip de (Yûsuf'un gömleğini) (Ya'kûb)'un yüzüne koyunca, derhal (gözü açıldı), görür oldu. "Size demedim mi ben, 'tan sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim?" dedi. (Oğulları): "Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Gerçekten biz günah işledik"dediler. (Ya'kub onlara): "Sizin için Rabb'ime istiğfar edeceğim. Şüphesiz O, bağışlayan, esirgeyendir"dedi. (Hep beraber Mısır'a hareket ettiler.) Nihâyet Yûsuf'un yanına vardıklarında, (Yûsuf) ana-babasını kendisine çekip kucakladı ve: Âllah'ın dileğiyle, güven içinde Mısır'a girin!"dedi. Anasını babasını tahtı üstüne çıkardı ve hepsi onun için secdeye kapandılar (ona kavuştukları için â şükür secdesi yaptılar veya onun önünde saygı ile eğildiler. Yûsuf: "Babacığım, işte bu, önceden (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabb'im onu gerçek yaptı. Bana iyilik etti. Zîra şeytan, benimle kardeşlerim arasına fitne soktuktan sonra, O, beni zindandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Gerçekten Rabb'im, dilediği şeyi çok ince düzenler. O (her tedbiri) bilen, her şeyi yerli yerince yapandır" dedi. "(Yûsuf, 12/83-100).

Bu âyetlerde de ifade edildiği gibi, Ya'kûb (a.s)'in çocukları, neticede yaptıklarına pişman oldular. Babalarından ve kardeşleri Yûsuf (a.s)'dan özür dilediler. Babaları Ya'kûb (a.s) ve kardeşleri Yusuf (a.s) onları bağışladılar ve onlar için 'a yalvarıp dua ettiler. Cebrâil (a.s), Ya'kûb (a.s)'a gelerek, çocukları için yaptığı duasının kabul edildiğini ve çocuklarının tarafından bağışlandıklarını müjdeledi (es-Salebî, el-Arais, Mısır 1951,140 vd.).

Yak'ub (a.s) da diğer peygamberler gibi insanları 'a inanmaya ve O'na ibadet etmeye çağırdı. Kendisi bu yolda fevkalade örnek bir hayat yaşadı.

Kur'ân-ı Kerîm'de bildirildiği gibi, Yakub (a.s), İbrâhim (a.s)'ın yaptığı gibi, ruhunu teslim etmeden önce, çocuklarına vasiyette bulundu: "O zaman (Yâ'kûb), oğullarına; "Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?" demişti. (Onlar da): "Senin Rabb'in ve ataların İbrâhim, İsmâil ve İshâk'ın Rabb'i olan tek 'a kulluk edeceğiz. Biz O'na teslim olanlarız" dediler" (el-Bakara, 2/133).

Nureddin TURGAY
Gönderen: 27.07.2005 - 15:16
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
benden bukadar
Gönderen: 28.07.2005 - 13:29
Bu Mesaji Bildir   Yukari
EtkA su an offline EtkA  
Moderator
735 Mesaj -
EtkA üyenin alternatif Ego
ellerine saglık arkadasımglücklich
Gönderen: 28.07.2005 - 20:58
Bu Mesaji Bildir   EtkA üyenin diger mesajlarini ara EtkA üyenin Profiline bak EtkA üyeye özel mesaj gönder EtkA üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Misafir deliceb  
Misafir
bişey değilglücklich zwinkern
Gönderen: 29.07.2005 - 14:29
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfalar (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 67 Misafir online. En son üyemiz: yaz gülü
959 üye ile 21.12.2024 - 22:49 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
*ebrar* galatas.. (28)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0
Copyright © 2002-2004 ((( RAVDA.net )))  *  E-Posta: info@ravda.net   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
© 2002-2004 by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65683 saniyede açıldı