0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 6     ***     Toplam Konu: 1989     ***     Toplam Mesaj: 41468
  
Forum Anasayfa » RAVDA ÇOCUK » Gonca Dergisi

önceki konu   diğer konu
35 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfalar (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Hepsi_Eren su an offline Hepsi_Eren  
Konu icon    Gonca Dergisi
Moderator
726 Mesaj -
Hepsi_Eren üyenin alternatif Ego
Arkadaslar!
Gonca Dergiye hos geldinizlachend

Burada siirler Atasözler Bilmece Bulmasalar yapacaz :D

Hadi Arkadaslar basliyalim :D
Gönderen: 31.01.2007 - 21:06
Bu Mesaji Bildir   Hepsi_Eren üyenin diger mesajlarini ara Hepsi_Eren üyenin Profiline bak Hepsi_Eren üyeye özel mesaj gönder Hepsi_Eren üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
TİRYAKİ YOKSA



Bir köylü telaşla bir başka köylüye koştu :
-Bana bak, senin inekler sigara içer mi?
-Çıldırdın mı sen? İnek sigara içer mi hiç?
-Öyleyse ahirin yanıyor, kardeşim
Gönderen: 01.02.2007 - 10:21
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
FARK



Fen bilgisi imtihanında şöyle bir soru gelmişti:
- Güneş ışığı ile elektrik lambasının ışığı arasındaki fark nedir?
Ali hemen cevabı yazdı:
- Elektrik lambası için her ay para ödüyoruz ama güneş ışığı için bir para ödemiyoruz
Gönderen: 01.02.2007 - 10:21
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
TERLEMEK İÇİN



Tıp fakültesinin son sınıfında imtihana giren talebeye mümeyyizler sordular:
- Hastayı terletmek için ne yaparsın?
- Arkasına tentürdiyot sürerim.
Başka?
- Kâfur ile yağlarım.
- Başka.
- Aspirin veya benzeri bir tablet aldırırım.
- Başka?
- Biberli pamuk tatbik ederim.
- Başka?
- Çocuk fena hâlde kızarmış, kan-ter içinde kalmıştı. Aklına başka bir şey gelmiyordu.
Birden sevinçle haykırdı:
- Getirir huzurunuzda imtihana sokarım!...
Gönderen: 01.02.2007 - 10:22
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
OH BEE



Bir gün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor
-Bu deve nasıl gider, diyor.
Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor.
Alıcı:
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor.
Sahibi de.
-ım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-ım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.
Gönderen: 01.02.2007 - 10:22
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
ÖMÜR



Adamın biri doktora gitmiş. Doktor, tahlil sonuçlarını ve röntgen filmlerini uzun uzun incelemiş ve adama “Maalesef beyefendi.” demiş. “Fazla ömrünüz kalmamış.” Adam üzüntüden düşecek gibi olmuş:
“Peki ne kadar yaşayacağım doktor?”
“On.”
“Doktor çıldırtma adamı, on ne? On ay mı, on hafta mı, on gün mü?”
“Dokuz, sekiz, yedi, altı…”
Gönderen: 01.02.2007 - 10:23
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
YAĞMUR



Öğretmen o günkü konusunu bitirmişti. Dersin bitmesine de on dakika kalmıştı. Hem bu zamanı değerlendirmek, hem de çocukların konuyu ne kadar anladıklarını yoklamak için, herkese birer soru soruyordu:
- Nalan sen söyler misin yavrum? Yağmur nasıl ve ne zaman yağar?
Nalan çok duygulu bir cevap verdi:
-Bulutlar üzülüp ağladıkları zaman, öğretmenim
Gönderen: 01.02.2007 - 10:24
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
ÖPÜCÜK SAYAN MELEKLER





Biricik Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) çocukları çok ama çok sever ve “Küçüklerimize şefkat etmeyen bizden değildir.” derdi. Resulü çocuklara olan bu sevgisini her fırsatta gösterirdi. “Kokusu Cennet kokusudur.” dediği çocukları öpüp koklar, mübarek dizlerine oturtur, bağrına basar, başlarını ve yanaklarını sevgiyle okşayıp onlara dua ederdi. Bazen de yolda gördüğü çocukları bineğine alıp gezdirirdi.
Bu sevgi o kadar çoktu ki Sevgili Peygamberimizin yanında yetişen Hz. Enes (r.a):
- Çocuklara karşı Hz. Peygamberden daha şefkatli olan hiç kimseyi görmedim, demiştir.
Onun sevgisiyle şereflenmiş şanslı çocuklardan olan İbnu Rebîa anlatıyor: “Babam beni, Abbas da oğlu el-Fadl’ı Resûlullaha gönderdi. Yanına gittiğimiz zaman bizi sağlı sollu oturttu ve bizi öylesine sıkı kucakladı ki daha içten sarılanını görmedik.”
Sevgili Peygamberimizi torunu Hz. Hasan’ı öperken gören Akra’ İbnu Hâbis bunu tuhaf karşıladı ve: “Benim on tane çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim.” dedi. Peygamber Efendimiz de ona bakıp şu cevabı verdi: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” Yani çocuğuna şefkat gösterip acımayana da şefkat gösterip acımaz.
Bir keresinde de bedevîlerden (çöl Araplarından) bir grup Peygamber Efendimize gelip “Çocuklarınızı öper misiniz?” diye sormuştu. “Evet” cevabını alınca “Fakat biz ’a andolsun ki öpmeyiz.” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: “ kalplerinizden merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim?” buyurdular.
Sevgili Peygamberimiz, herkesi çocuklarını öpmeye teşvik etmiş ve şöyle demiştir: “Çocuklarınızı çok öpün. Zira her öpücük için size Cennet’te bir derece verilir. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar.”

MUSTAFA TOPÇU
Gönderen: 01.02.2007 - 10:24
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
HAYAL KUŞU





Furkan yine televizyonun başına geçmiş, televizyondaki çizgi filmi seyrediyordu.
Çok uzun zamandır televizyonun karşısındaydı.
Annesi mutfaktan seslendi:
-Furkan, yeter artık. Biraz da derslerine vakit ayır. Yakında göz doktoruna gitmek zorunda kalacağız. Bu kadar çok televizyon seyredilmez ki.
Furkan her seferinde kendi kendine bu kadar çok televizyon izlemeyeceğini söylüyor; ancak televizyona bir daldı mı vaktin nasıl geçtiğini anlamıyordu. Saate baktığında babasının işten dönme vaktinin yaklaştığını fark etti. Seyrettiği çizgi film bitsin, hemen derslerinin başına geçecekti.
Bu arada çizgi filmdeki çocuk ağlayarak kaçıyor, koca başlı çirkin robot onu kovalıyordu.
Çocuk kaçtı, robot kovaladı. Robot kocaman adımlarıyla koştu koştu, bir uçurumun kenarına geldi. Oradan hop atladı ve şimdi
Furkan'ın yanındaydı.
Furkan korkudan donakalmıştı. Çizgi filmdeki koca başlı, çirkin robot konuşmaya da başlamıştı.
-Merhaba çocuk, dedi.
Furkan cevap veremiyordu. Dili tutulmuştu sanki. Sonra kısık bir sesle:
-Merhaba, ama sen nasıl geldin buraya, diyebildi.
Ben senin gibi çocukların arkadaşıyım. Hayâlinde beni nereye istersen oraya koyarsın.
Furkan, bunu hayâl etmediğini düşündü. Acaba hayâl etmiş miydi? Bilmiyordu.
Kafası karıştı.
-Ben hayâl ettiğim için mi geldin?
-Sen, dedi çizgi filmdeki robot. Televizyondaki çizgi filmleri ve kahramanlarını o kadar çok seviyorsun ki biz de senin yanına gelmek istedik.
-Ama ben, senin gelmeni istememiştim ki, dedi Furkan.
Sözünü yeni tamamlamıştı ki arkasından Daltonlar’dan biri konuşmaya başladı.
-Sen bizi hayâllerinde o kadar büyüttün ki, bizler de senin gibi oluverdik.
Furkan çizgi filmlerdeki kahramanları hayâlinde çok büyütür, onlarla yatar, onlarla kalkardı. Defalarca izlediği filmlerdeki kahramanların neler yapacağını önceden bilse de yine filmi izlemeye devam eder, derslerini ihmal ederdi. Şimdi odanın içinde, çizgi film kahramanları birer birer ortaya çıkıyordu.
Kırmızı Başlıklı Kız koşuyor, kurt onu kovalıyor; Temel Reis ve Kaba Sakal kavga ediyor; öbür tarafta Safinaz ağlıyor; Red Kid atı ile odada koşturuyor; Gargamel, Furkan'ın üzerine doğru geliyordu. Furkan, bunlardan bazılarını hiç sevmez, hep onların yenilmesini isterdi.
Şimdi çirkin robotlar, ne olduğu belli olmayan hayvanlar, çizgi film kahramanları odaya doluşmuş, bir oraya bir buraya koşuyorlardı. Furkan nasıl hareket etmesi gerektiğini kestiremedi. En sonunda kulaklarını kapayıp:
-Çıkın, dışarı. Odamı hemen boşaltın, diyerek avazı çıktığı kadar bağırdı. Furkan'ın bağırmasına mutfakta yemek hazırlayan annesi koştu. Furkan elleri kulaklarında bağırıyor, ağlıyordu. Televizyonun sesi iyice açılmıştı ve televizyonda çizgi film vardı. Furkan'ın annesi televizyonu kapatıp oğluna sarıldı.
-Furkancığım ne oldu yavrum? Bak ben yanındayım, diyerek neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Furkan dili tutulmuşçasına hiç konuşmadan annesine sarıldı ve bir süre öylece kaldı. Annesi bir yandan Furkan'ın başını okşuyor; bir yandan da: Kimleri odadan çıkardın oğlum, kimse yok ki, diye Furkan'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Furkan annesinin göğsünden başını kaldırıp odaya baktı. Gerçekten de etrafta kimsecikler yoktu. Çizgi film kahramanları, robotlar hepsi kaybolmuştu. Demek hayâl görmüştü.
O kadar uzun süredir televizyonda çizgi film seyrediyordu ki babasına dediği gibi hayâlle gerçeği birbirine karıştırmıştı. Oturduğu yerden kalkıp odasına yöneldi. Bir yandan da hem kendine hem de annesine söz veriyordu.
Bir an önce derslerimi bitireyim. Artık uzun süre televizyon seyretmek istemiyorum. Biraz da kitaplarıma vakit ayırsam iyi olacak, dedi kendi kendine. Annesi Furkan'ın arkasından bakarken neler olduğunu hâlâ anlamamıştı.


Yasemin TATAROĞLU
Gönderen: 01.02.2007 - 10:25
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
DEVENİN GÖLGESİ




Bir zamanlar deve hükümdar imiş,
Hayvanların hükümdarı elbette.
Ama kimse ondan memnun değilmiş,
Çünkü hakkı görüyormuş kuvvette.

Böyle olmasına rağmen bu deve,
Yalan söyleyeni asla sevmezmiş.
"Bir hayvan ne kadar da acı çekse,
Asla yalan söylememeli!" dermiş.

Ama buna rağmen nice dalkavuk,
Bu zorbaya yağ çekermiş bitevi.
Çevresinde sallarlarmış hep kuyruk,
Yalancılar onu sarmış bir nevi.

Bir gün deve kurtulmak için bundan,
Bir toplantı düzenlemiş yaz günü.
Her yer ışıl ışıl, güllük gülistan,
Duyulmuş çok yerde o günün ünü.

Millet gelmiş diz kırıp boyun bükmüş,
Toplanmışlar büyükçe bir meydanda.
Devenin boyu hepsinden büyükmüş,
Herkesi görürmüş baktığı anda.

Demiş: "Bugün bir sınav yapacağım,
Sonunda mükafat ve ceza vardır.
Yalancıyı bu yurttan atacağım,
Bizden göreceği sade zarardır."

Doğru sözlü olan ödül alacak,
En güzel şeyler de onundur artık.
Çevresi hizmetçilerle dolacak,
Yalan yok sözümüz kanundur artık."
Böylece söylemiş deve kuralı,
Bütün hayvanlar kabul etmiş bunu.
Hepsi bekliyormuş o zor suali,
Neymiş acaba bu zor olan soru?

Deve şöyle ortaya çıkmış ve de,
İşaret etmiş uzun gölgesini.
Demiş: "Ne görüyorsunuz gölgemde,
Söyleyin doğrusunu, eğrisini?"

Dalkavuklar başlamış konuşmaya,
Demişler: "Ah ne eğrisi efendim.
Bakın ne kadar düzgün olduğuna,
Cetvelle ölçülür bu santim santim."

Ama doğrular gerçeği söylemiş:
"Eğri büğrü bir şekildir gölgeniz."
Diyerek hepsi de boynunu eğmiş,
"Doğru budur ceza verseniz de siz."

Deve dönmüş dalkavuklara ve de,
Demiş: "Hepiniz bu vatandan gidin,
Görünmeyin bir daha bu ülkede,
Kalbinizde doğruluk yoktur sizin!"

Dalkavuklardan biri öne çıkmış,
Demiş ki: "Ey kralımız suçumuz ne?”
Deve ona dönüp sertçe bir bakmış,
Üç cümleyle nokta koymuş sözüne.

Demiş: "Bire ahmak, suçunuz yalan,
Sahte bir söz kalpte değer bulur mu?
Vücudunda birçok eğrisi olan,
Birinin gölgesi doğru olur mu?"


MEHMET ERDOĞAN
Gönderen: 01.02.2007 - 10:26
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
AVA GİDEN




Bir zaman ormanda, bir aslan varmış.
Her gün mutlak, bir hayvanı avlarmış.

Bunu gören orman halkı demişler:
"Aslan kardeş bu nasıl av, ne işler?"

Aç olsan da tok olsan da avdasın,
Maşallah besili hem de tavdasın.

Fakat bu düşkünlük, bu av sevdası,
İyiye alâmet değil doğrusu.

Aslan demiş: "Ben böyleyim a dostlar,
Av ile semirdim, parladı postlar.

Avsız günüm, bana cidden zindandır.
Ne olacak, aldığım bir tek candır.”

Herkes kızgın, demiş zâlim aslana:
"Aslan, iyi sonuç vermez bu, sana."

Aslan, sırıtmış ve yürümüş gitmiş.
Bu kısa konuşma, burada bitmiş.
Yine günlerden bir gün, aslan avda…
Yine besili, hem vücudu tavda.

Yavaşça yaklaşmış, ala ceylâna.
Bakmış, kor gibi gözleriyle ona.

O sırada bir avcı da ordaymış.
Ceylanı vurmak için pusudaymış.

Tetiği çekmiş, ama karavana…
Bir ses duyulmuş o an yana yana.

Avcının kurşunu, ceylânı ıska,
Geçerek ulaşmış zâlim aslana.

Hayvanlar toplanmış, birden o yerde.
Şaşkınlık ve hayret varmış gözlerde.

O an, öne çıkmış ihtiyar kurt ve
Demiş: "Kader adâlet eder böyle.

Sanma zâlim, her gün yer ve tavlanır,
Bir gün gelir; ava giden avlanır."

Mehmet ERDOĞAN
Gönderen: 01.02.2007 - 10:26
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
BU KADAR YETER Mİ
Gönderen: 01.02.2007 - 10:26
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:
-Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...
Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...
Gönderen: 02.02.2007 - 10:10
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Irmağın kıyısında küçük bir çocuk oynuyordu. O sırada oradan geçen bir adam çocuğa sordu.
-Yavrum, bu ırmaktan karşıya geçilir mi?
-Geçilir amca, dedi çocuk.
Adam, ayakkabılarını çıkardı, pantolonunu çekerek ırmağa girdi. Birkaç adım atınca su boğazına kadar geldi. Az kalsın boğulacaktı.

Kendini kurtarıp öfkeyle çocuğun yanına vardı.

- Hani ırmaktan geçiliyordu? diye bağırdı. Neredeyse boğuluyordum!
Çocuk biraz düşündü, sonra cevap verdi:

- Çok tuhaf! Demin bir ördek geçti, hiçbir şey olmadı.
Gönderen: 02.02.2007 - 10:11
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Öğretmen, tabiat bilgisi dersinde uzun uzun, dişleri anlatmıştı. Dersin sonuna doğru dersi hiç dinlememiş bir öğrenciye sordu:
- Kaç türlü diş vardır?
Öğrenci biraz düşündükten sonra:
- Sağlam diş, çürük diş, takma diş diye cevap verdi.
Gönderen: 02.02.2007 - 10:11
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
ÜZÜNTÜNÜN NEDENİ



- Beni ne kadar seviyorsun abi?
- Dünyalar kadar!
Çocuk üzüldü, suratı asıldı. Ağabeyi sordu:
- Neden üzüldün kardeşim?
- Geçen gün babam, “Bu dünya beş para etmez.” demişti de…
Gönderen: 02.02.2007 - 10:12
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
İĞNEYİ UNUTMA





Safiye, her gece anasını rüyasında görür; rüyadan uyanınca büyük bir acı hissederdi. Gecenin al yalazında gözyaşları üşütürdü yüreğini. Yatak sıcaktı, ama gözyaşları buz gibiydi. Ne kadar özlemişti böyle. Birkaç hafta olmuştu anası bu dünyadan göçeli.
Herkes, anasını "Güllü" diye çağırırdı. Asıl adı, Gülfikâr uzun geldiği için böyle derlerdi. Rüyasında anasına doğru koşuyor, tam elinden tutacak gibi oluyorken birden uyanıyordu. Tekrar gözlerini sıkıca kapatıp, yeniden aynı rüyayı görmeye çalışıyordu. Ama dalmak ne mümkün. Gözlerine hasret kokan gözyaşlarından başka bir şey gelmiyordu.
...
Sabaha kadar anasının özlemiyle için için ağladığından, yastık ıslanırdı. Bunu da, küçük kardeşinden gizlemek zorundaydı. Çünkü; anası, Selim'i Safiye' ye emanet etmişti. Son görüşmelerinde ellerini avuçlarının içine alırken güzel bir seyahate çıkacakmış gibiydi. Avuçlarına ne zaman baksa, anasının sıcaklığı parmak aralarından düşüp kaybolacakmış gibi gelir, ellerini sıkı sıkı yumardı.
İşte sırf anacığına verdiği bu söz yüzünden gece sabaha kadar gözyaşlarıyla ıslanan yastığını kardeşi Selim'den gizlerdi. Görürse: "Abla, niçin ağlıyorsun ki?" diyeceğinden ve ona cevap verememekten korkuyordu.
İş yapmak Safiye’yi hiç mi hiç yormuyordu. Akranları dışarıda oynarken o kazları suya götürmek, çamaşır yıkamak, kardeşine ve babasına yemek hazırlamakla uğraşıyordu. Bu işlerin yanında bir de uyurken altını ıslatan Selim'in yatağını bahçe duvarına asmak vardı.
Safiye, anasından kalan bütün eşyalara gözü gibi bakardı. Tertemiz kullanır, onlara zarar gelmemesi için özen gösterirdi.
Anasının en sevdiği gül desenli önlük, bir gün koyunları sağarken yırtıldı. İçi parçalandı. Âdeta önlükteki güllerin dikenleri yüreğine sürtünmüş de acı veriyordu. Yırtılma sesini duyar duymaz, koyunun memesini bıraktı. Donakaldı. Önlüğü incitmekten korkar gibi nazik hareketlerle kollarının arasına alıp iyice kokladı. Sanki hâlâ anasının kokusu vardı. Akşam saatleri olduğu için sökük tam görünmüyordu.
Önlüğü tamir etmeyi düşündü, ama akşam vakti iğneyi ipliği nereden bulacaktı. "Köydeki dükkânlarda da yoktur."diye düşündü. Ancak babasına söyleyecek, ilçeden almasını isteyecekti. Süt sağmayı yarım bırakmamak için işini tamamladı.
Sütü sağıp, elinde bakraçla içeri girdiğinde babası da kapıdan giriyordu. Safiye'yi gören Zihni Ağa:
- Benim güzel kızım nasılmış bugün.
- İyiyim baba.
- Bize hangi yemeği yapacaksın bu akşam.
- Süt çorbası baba.
Süt çorbasını duyunca Selim'in gözleri parladı:
- Benim de nicedir aklımdan geçiyordu. Anamın da en çok sevdiği yemek, deyince bir an için odayı bir sessizlik kapladı. Zihni Ağa bu durumu geçiştirmek için Selim'i kucağına alıp:
- Bugün kazları iyi otlattın mı bakayım? dedi.
Selim, sarı kaşlarını heyecanla kaldırıp:
- He ya baba! Hem de en yeşil yerlerde otlattım.
- Aferin, benim aslan oğlum.
Selim, büyük adam gibi konuşunca evin neşesi gelirdi. Yemek hazırlanırken Safiye babasına yaklaşıp:
- Baba, yarın ilçeye giden biri var mı?
- Hayırdır ne oldu ki?
- Önlük yırtıldı da... Dikecek iğne iplik lâzım oldu.
- Hııım!.. Hele bir sabah olsun, bakarız çaresine kızım. Elbet bir giden bulunur.
...
Safiye, bütün akşam yırtılan önlüğü düşündü. Bu düşünceyle uykuya daldı.
Rüyasında, annesini gördü. Yine güller arasında duruyordu. Bu kez, Safiye'yi yanına çağırıp:
- Kızım, iğne iplik arıyorsan, ocağın üstündeki taşta, iğne ve iplik var. Onları oradan al, ama kullandıktan sonra komşu Zehra yengene götür. İğneyi ondan emanet almıştım, dedi.
Safiye şaşkınlıktan sadece : "Peki ana." diyebildi.
- Aman emanetleri vermeyi unutma, diye ilâve etti, Güllü ana.
- Unutmam ana, dedikten sonra bir daha anasına sarılacaktı ki yorgana sarılmış bir şekilde uyandı. Bütün bunların bir rüya olduğunu anladı.
Rüya devam etsin diye ümitle gözlerini kapadı, ama nafile; uyku girmiyordu gözüne. Sabah ezanı da okunmaya başlayınca, kalkıp abdest aldı.
Bu arada babasının da uyandığını fark etti. Babası namaz için camiye gidecekti. Safiye, namaz kıldıktan sonra: "Hava aydınlanana kadar ocağı yakayım." dedi. Kibrit almak için ocağın üstündeki taşa baktı. Rüyasında anasının söylediği yerde burulu bir kağıt gördü. Aceleyle aldı. İçini açınca hayretler içinde kaldı. Anasının dediği gibi kağıdın içinde iğne iplik vardı. Kağıdı bir kelebek kanadının narinliği ile iyice göğsüne bastırdı. Anasına hasret gideriyordu.

Bu arada, birazdan babasının camiden geleceğini ve ocağı hâlâ yakmadığını hatırladı. Ocağı bir çırpıda yakıp üzerine akşamdan kalma çorbayı koydu. Ardından da önlüğün yırtığını özene bezene dikti. Ocaktan kor alıp, kömürlü ütünün içine koydu. Dikkatli bir şekilde ütüleyip dolaba yerleştirdi.
Zihni Ağa eve geri geldiğinde bütün olanları ona anlattı. Babası gözyaşlarını gizlemek için koyunları bahane edip odadan çıktı. Kahvaltı hazırlanırken, babası da koyunları köyün sürüsüne katmak için köy meydanına gitti. O da Selim'i uyandırmak için odasına gittiğinde, Selim'in uyandığını, suç işlemiş gibi bir köşede beklediğini gördü. Anlaşılan yine altına kaçırmıştı. Safiye, kardeşini daha fazla üzmemek için yanına gidip:
- A benim güzel kardeşim. Ne üzülüyorsun; asarız dışarıya öğleye kadar kurur, çarşafı da yıkadık mı mis gibi olur, dedikten sonra yorganı kucaklayıp dışarı çıktı.
Kahvaltıdan sonra anasının söylediği iğne ipliği alıp, komşularının yanına gitti. Ne diyeceğini bilemediği için sadece iğneyi ipliği uzatıp:
- Anam rüyama girdi. “Bunlar Zehra yengenindir, ona ver.” deyiverdi.
Daha fazla konuşamadı. Yutkundu ve yerinde kalakaldı. Duyduklarını, Zehra hanımın aklı almıyordu. Başındaki yaşmağı düzeltir gibi yapıp yaşmağın bir ucuyla da gözyaşlarını sildi. Başını iki yana sallayıp:
- Hey gidi rahmetli. Senin gibi komşu az bulunur, diyebildi ancak.
...
Safiye, evde işlerinin olduğunu söyleyip evden çıktı. Zehra Hanım da:
- Kızım buraya kadar gelip hemen mi gideceksin. Bari bir ayranımı iç, dedi.
- Başka bir zaman inşaallah.
Safiye, geriye dönerken anasının vermiş olduğu görevi yapmanın huzuru ile evinin yolunu tuttu. Yolda, Selim'i kazları suya götürürken arkadaşlarıyla şakalaşmasını görünce hüznünün biraz daha azaldığını hissetti. Artık o kadar hüzünlü değildi.


MURAT KAYA
Gönderen: 02.02.2007 - 10:13
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego

Gönderen: 02.02.2007 - 10:15
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Hikayenin devamı..


Gönderen: 02.02.2007 - 10:18
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
Birazda Atasözü dimi???:)
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Gerçeğin dağına umutsuzlukla çıkılmaz
Orhan Veli Kanık




Ağacın yemişini ye,kabuğunu soyma.
Türk Atasözü




Kör sadece ağzının yolunu bilir.
Türk Atasözü




Ağaca dayanma kurur,insana dayanma ölür.
Türk Atasözü




Merhametli cerrah yara sağaltmaz.
Türk Atasözü




Kaynana pamuk ipliği olsa ve raftan düşse gelinin başını yarar.
Türk Atasözü




Bir gemiyi iki reis batırır.
Türk Atasözü




Her şey incelikten kırılır , insan kabalıktan kırılır.
Türk Atasözü




Yarım hakim maldan, yarım hekim candan, yarım hoca da imandaneder.
Türk Atasözü




Buzağılı inek kıymetli olur.
Türk Atasözü




Bülbülün çektiği dili belâsıdır.
Türk Atasözü




Büyük dağa kar yağmadıkça küçük dağa sıra gelmez.
Türk Atasözü




Büyük lokma ye de büyük söz söyleme.
Türk Atasözü




Boş gezen boklu örmeyi tez bulur.
Türk Atasözü




Bu dünya iki kapılı handır, gelen bilmez geden bilmez.
Türk Atasözü




Budalanın yağı çok olursa sakalına sürer.
Türk Atasözü




Buğday başak verince orak pahalanır.
Türk Atasözü




Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek.
Türk Atasözü




Borçlu güle güle gider, ağlayı ağlayı gelir.
Türk Atasözü
Gönderen: 02.02.2007 - 12:51
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Niye kimse yazmıyor
Gönderen: 02.02.2007 - 12:52
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Hepsi_Eren su an offline Hepsi_Eren  
Moderator
726 Mesaj -
Hepsi_Eren üyenin alternatif Ego
masaallah ama yazmicsin sagol
Gönderen: 02.02.2007 - 17:59
Bu Mesaji Bildir   Hepsi_Eren üyenin diger mesajlarini ara Hepsi_Eren üyenin Profiline bak Hepsi_Eren üyeye özel mesaj gönder Hepsi_Eren üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
cennet gülü su an offline cennet gülü  
1247 Mesaj -
cennet gülü üyenin alternatif Ego
Ben de bir fıkra paylaşmak istedim


KAÇ DALGA
Temel'in oğlu çok yaramazmış.Sürekli boş şeylerle uğraşırmış.Temel oğlunu biraz oyalamak için:
-Oğlum say bakalım.Bir saat boyunca denize kaç kere dalga gelecek?
Bir saat geçtikten sonra Temel oğlunun yanına gider ve sorar:
-Oğlum saydın mı kaç tane dalga geldi?
Oğlu hemen cevap verir:
-Yaa baba denize dalga geliyor.Tam ben sayacakken dalga geri gidiyor başka bir dalga geliyor..


Nasıl komik mi?gelangweilt
Gönderen: 02.02.2007 - 18:39
Bu Mesaji Bildir   cennet gülü üyenin diger mesajlarini ara cennet gülü üyenin Profiline bak cennet gülü üyeye özel mesaj gönder cennet gülü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~BaraN~ su an offline ~BaraN~  
521 Mesaj -
~BaraN~ üyenin alternatif Ego
evet bu gerçektende komikmiş
Gönderen: 03.02.2007 - 23:12
Bu Mesaji Bildir   ~BaraN~ üyenin diger mesajlarini ara ~BaraN~ üyenin Profiline bak ~BaraN~ üyeye özel mesaj gönder ~BaraN~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
huzeyfe su an offline huzeyfe  
242 Mesaj -
huzeyfe üyenin alternatif Ego
masallah. Okadar cok nerden buldun?
Gönderen: 04.02.2007 - 16:28
Bu Mesaji Bildir   huzeyfe üyenin diger mesajlarini ara huzeyfe üyenin Profiline bak huzeyfe üyeye özel mesaj gönder huzeyfe üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego

Gönderen: 04.02.2007 - 20:57
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
bilal hanzale su an offline bilal hanzale  
Konu icon    TANIŞALIM
3 Mesaj
bilal hanzale üyenin alternatif Ego
SELAAAAAAAM ARKADAŞLAAAAR..BEN SİZLERLE TANIŞIP KONUŞMAK İSTİYORUM.. MSN ADRESİM.emrebakder@hotmail.com BEKLERİM ARKADAŞLAR...zwinkern zwinkern bäh glücklich
Gönderen: 04.02.2007 - 21:28
Bu Mesaji Bildir   bilal hanzale üyenin diger mesajlarini ara bilal hanzale üyenin Profiline bak bilal hanzale üyeye özel mesaj gönder bilal hanzale üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Burda msn verilmiyor...
Gönderen: 05.02.2007 - 09:26
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
+^^DoLuNaY^^+ su an offline +^^DoLuNaY^^+  
1412 Mesaj -
+^^DoLuNaY^^+ üyenin alternatif Ego
ÇOK GÜZEL OLMUŞ PAYLAŞIM İÇİN TŞKglücklich zwinkern glücklich verwirrt verwirrt verwirrt
Gönderen: 05.02.2007 - 21:34
Bu Mesaji Bildir   +^^DoLuNaY^^+ üyenin diger mesajlarini ara +^^DoLuNaY^^+ üyenin Profiline bak +^^DoLuNaY^^+ üyeye özel mesaj gönder +^^DoLuNaY^^+ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
meleksima su an offline meleksima  
236 Mesaj -
meleksima üyenin alternatif Ego
çokm beyendim tşk ederim
Gönderen: 06.02.2007 - 10:20
Bu Mesaji Bildir   meleksima üyenin diger mesajlarini ara meleksima üyenin Profiline bak meleksima üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
>>SILA<< su an offline >>SILA<<  
RE:
82 Mesaj -
>>SILA<< üyenin alternatif Ego
Alıntı
Orijınalı meleksima

çokm beyendim t&thorn;k ederim



KATILIYOMMMMMMMMMMMMMMMMglücklich glücklich glücklich
Gönderen: 06.02.2007 - 13:08
Bu Mesaji Bildir   >>SILA<< üyenin diger mesajlarini ara >>SILA<< üyenin Profiline bak >>SILA<< üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
bende katılıom
Gönderen: 06.02.2007 - 13:29
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
BEN HEMEN AÇALIŞIŞ FIKRASINI KOYAYIM...

matematik öğretmeni ilkolkul çocuklarına sormuş:
- ağaçta beş kuş var.birini vurdum kaç kaldı?
ahmet hemen:
-hiç kalmaz. çünkü sesten hepsi uçar demiş.

öğretmeni bunun üzerine:
- olmaz öyle şey, diye cevap vermiş.
burası matematik dersi 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır ama düşünüş biçimini beğendim.

ahmet fena halde hırslanmış:
- bende birşey sorabilirmiyim öğretmenim demiş.

öğretmende sor bakalım demiş.

ahmet:
-3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek yiyor.bunlardan hangisi evli?

öğretmen kızarıp bozarmış.sonunda:
- bilemem demiş.-emen mi?

ahmet cevabı yapıştırmış:

-yoo, parmağında alyansı olan. ama düşünüş biçiminizi beğenmedim
Gönderen: 19.05.2007 - 14:49
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
ÇOÇUK DÜŞÜ
Niye ağaçlar konuşmaz
Hayvanlar konuşur da
Niye ormanlar seslenmez birbirine
Söyleyecek şeyleri olur da

Niye çiçekler direnmez
Niye denizler sarı değil mavi
Niye gemilerin eğri çıkar dumanı
Özgürlüklere sokulur da

Niye ak kağıdın üstüne koşan kalem
Balık çizer,gül çizer,güneş çizer
Niye karanlıklar düşümüze girer
Aydınlıklar durur da

Nursel Çerçi
Gönderen: 20.05.2007 - 07:40
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
ALLAH 1'DİR





--------------------------------------------------------------------------------

Gökyüzünü, yeryüzünü
İnsanlığın özünü,
Ağzımı, burnumu, gözümü
Yaratan ALLAH 1'dir.

Bitkileri ve hayvanları,
Özellikle insanları,
Kâinatı ve tüm canlıları,
Yaratan ALLAH 1'DİR.

Güneş'i ve bulutları,
Ay'ı ve yıldızları,
Yağmuru ve karı,
Yaratan ALLAH 1'dir.

Saymakla bitmeyen,
Bütün bu güzellikleri,
Yediğimiz nimetleri,
Yaratan ALLAH 1'dir.

Namazımızı kılıp,
Orucumuzu tutmalıyız,
Bütün emirlerine uyup,
O'nunla yaşamalıyız.

İbadetlerimizi terk etmemeli,
Şükretmeyi unutmamalıyız,
Tüm kalbimizle inanarak,
ALLAH 1'dir demeliyiz.
Gönderen: 20.05.2007 - 07:41
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfalar (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 116 Misafir online. En son üyemiz: yaz gülü
2359 üye ile 05.08.2025 - 17:15 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicab (33), denizfeneri (65), inal (39), cografyaci02 (28), cografyaci (28)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0
Copyright © 2002-2004 ((( RAVDA.net )))  *  E-Posta: info@ravda.net   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
© 2002-2004 by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57193 saniyede açıldı