*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	RAVDA.net

Üye Ol

((( RAVDA.net )))

~*~*~ RAVDA ~*~*~ ÇOCUK ~*~*~

Home

Haftanın Resmi

Toplam Forum: 6 *** Toplam Konu: 1989 *** Toplam Mesaj: 41468

Forum Anasayfa » Bilmece/Bulmaca » En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları

önceki konu diğer konu

28 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfalar (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	~BaraN~

En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları

521 Mesaj -

Kolay Yer

Hoca, kızını başka bir köye gelin vermiş.Gelin alayı bir hayli uzaklaştıktan sonra Hoca'nın aklına birşey gelmiş...Hemen yola düşmüş,bir hayli koştuktan sonra,kan ter içinde kızını yolda yakalamış...Kulağına:"Aman kızım!Dikiş dikerken sakın ipliğin ucunu düğümlemeyi unutma.Çünkü iplik çıkar,iğne elinde kalır,"demiş ve derin bir nefes almış.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Wonderboy_BaraN tarafından, 02.02.2007 - 18:07 tarihinde.

Gönderen: 02.02.2007 - 18:04

	~BaraN~

521 Mesaj -

DOLUNCAYA KADAR

Adamın biri Hoca'ya sormuş:"Hoca Efendi,insanlar ne zamana kadar böyle doğup ölecekler?",Hoca da:"Cennetle cehennem doluncaya kadar!"yanıtını vermiş.

Gönderen: 02.02.2007 - 18:11

	~BaraN~

521 Mesaj -

Eşeğin Yuları Bizim Ama

Hoca'nın eşeğinin yularını çalmışlar.Bir kaç gün sonra Hoca bir de bakmış ki yular,bir başka eşeğin boynunda."

,bu eşeğin yuları bizim,ama başı nasıl olmuş da değişmiş!" der.

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Wonderboy_BaraN tarafından, 02.02.2007 - 18:17 tarihinde.

Gönderen: 02.02.2007 - 18:15

	~BaraN~

521 Mesaj -

Hekimlilik

Hoca'ya sormuşlar:"Hekimlik bilir misin?" diye."Bilirim" demiş ve şöylece özetlemiş bildiklerini:"Ayaklarını sıcak tut,başını serin,kendine bir iş bul,düşünme derin."

Gönderen: 02.02.2007 - 18:20

	cennet gülü

1247 Mesaj -

Fıkraların hepsi çok komik ve güzel.Paylaşımın için teşekkür ederiz Wonderboy_BaraN kardeş

Selam ve Dua ile..

Gönderen: 02.02.2007 - 18:22

cennet gülü üyenin diger mesajlarini ara

	~BaraN~

521 Mesaj -

teşekkürler..

Gönderen: 02.02.2007 - 19:36

	~BaraN~

521 Mesaj -

isterseniz daha fazla yazabilirim

Gönderen: 02.02.2007 - 19:37

	Çiçek Kiz

EN GÜZEL NASRETTİN HOCA F.

33 Mesaj -

YOK DAHA KOMİK GÖNDERME Wonderboy_BaraN daha çok yerlere yatmak istemiyoz dimi arkadaşlar??

Gönderen: 02.02.2007 - 20:01

	~BaraN~

521 Mesaj -

yarın 4 tane daha yazarım isterseniz,komik mi olsun,ciddiye benzer bir fıkramı olsun siz söyleyin

Gönderen: 03.02.2007 - 00:19

	HiLaL-i ehmer

Moderator
207 Mesaj -

Paylaşım için teşekkürler BaRan kardeşim..

fark etmez ister komik olsun, ister ciddiye benzer olsun ama fıkra olsun

Gönderen: 03.02.2007 - 13:06

HiLaL-i ehmer üyenin diger mesajlarini ara

HiLaL-i ehmer üyeyi arkadas listeme ekle

	~BaraN~

521 Mesaj -

zaten fıkra fıkradır..komik de olsa ciddiye benzerde olsa aynıdır değişmezki

Gönderen: 03.02.2007 - 13:55

	--_--Akrep--_--

1938 Mesaj -

En komik fıkralar burada cocuklar..!
TİRYAKİ YOKSA

Bir köylü telaşla bir başka köylüye koştu :
-Bana bak, senin inekler sigara içer mi?
-Çıldırdın mı sen? İnek sigara içer mi hiç?
-Öyleyse ahirin yanıyor, kardeşim.

Bu fıkra 2587 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 26 04 2006/ Son Yayın Tarihi : 03 05 2006

ALİ BULDU

Bir gün coğrafya dersinde, öğretmen Ali'yi tahtaya kaldırır. Tahtanın yanında asılı duran Dünya haritasında Amerika'nın yerini bulmasını ister.
Ali de, şıp diye, elini Amerika’nın üzerine koyar. Öğretmen bu kez bütün sınıfa döner ve:
"Söyleyin bakalım çocuklar. Amerika'yı kim buldu?" diye sorar.
Sınıf hep bir ağızdan cevaplar:
"Ali buldu öğretmenim! Ali buldu!"

Bu fıkra 2524 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 16 04 2006/ Son Yayın Tarihi : 25 04 2006

FARK

Fen bilgisi imtihanında şöyle bir soru gelmişti:
- Güneş ışığı ile elektrik lambasının ışığı arasındaki fark nedir?
Ali hemen cevabı yazdı:
- Elektrik lambası için her ay para ödüyoruz ama güneş ışığı için bir para ödemiyoruz.

Bu fıkra 3254 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 06 04 2006/ Son Yayın Tarihi : 15 04 2006

TERLEMEK İÇİN

Tıp fakültesinin son sınıfında imtihana giren talebeye mümeyyizler sordular:
- Hastayı terletmek için ne yaparsın?
- Arkasına tentürdiyot sürerim.
Başka?
- Kâfur ile yağlarım.
- Başka.
- Aspirin veya benzeri bir tablet aldırırım.
- Başka?
- Biberli pamuk tatbik ederim.
- Başka?
- Çocuk fena hâlde kızarmış, kan-ter içinde kalmıştı. Aklına başka bir şey gelmiyordu.
Birden sevinçle haykırdı:
- Getirir huzurunuzda imtihana sokarım!...

Bu fıkra 2704 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 28 03 2006/ Son Yayın Tarihi : 05 04 2006

OH BEE

Bir gün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor
-Bu deve nasıl gider, diyor.
Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor.
Alıcı:
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor.
Sahibi de.
-

ım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-

ım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.

Bu fıkra 2857 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 03 2006/ Son Yayın Tarihi : 27 03 2006

İMTİHAN

Öğretmen, öğrencilere:

- Çocuklar,

hepimizin Cennete gitmesini istediği hâlde, neden bizi dünyaya göndermiş, demiş.

Çocuklardan biri, soruya karşılık vermiş:

- Öğretmenim, demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O hâlde neden hepimize birer 10 vermeyip imtihan ediyorsunuz?

Bu fıkra 2880 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 10 03 2006/ Son Yayın Tarihi : 18 03 2006

FARK

Fen bilgisi imtihanında şöyle bir soru gelmişti:
- Güneş ışığı ile elektrik lambasının ışığı arasındaki fark nedir?
Ali hemen cevabı yazdı:
- Elektrik lambası için her ay para ödüyoruz ama güneş ışığı için bir para ödemiyoruz.

Bu fıkra 2149 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 21 02 2006/ Son Yayın Tarihi : 29 02 2006

İKİNCİ SORU

Öğretmen, öğrencilere :
-Sizlere sorular soracağım. Birinci soruyu bilene ikinci soru sorulmayacak. Şimdi söyle bakalım Ahmet, bir hindinin kaç tane tüyü vardır?
-9567 tane tüyü vardır öğretmenim!
-Nereden öğrendin bunu?
-Öğretmenim, hani birinciyi bilene ikinci soruyu sormayacaktınız?

Bu fıkra 2720 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 13 02 2006/ Son Yayın Tarihi : 20 02 2006

TABANCA SESİ

Genç yazar, ilk oyununu tiyatronun yöneticisine baştan sona okudu ve sordu:
- Nasıl buldunuz oyunumu?
- İyi, yalnız sonunda küçük bir değişiklik yapsanız iyi olur. Oyunun baş kişisi zehirle değil, tabancayla ölmeli.
- Bu önemsiz bir ayrıntı.
- Bence önemli. Tabanca sesi, uyuyan seyircileri uyandıracaktır.

Bu fıkra 3427 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 02 2006/ Son Yayın Tarihi : 12 02 2006

BÜYÜK BEBEKLER

Öğretmen Ali'ye sorar:
- Sizin köyde doğan büyük adam var mı?
Ali cevap verir:
-Hayır öğretmenim, bizim köyde hep bebekler doğuyor.

Bu fıkra 2926 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 27 01 2006/ Son Yayın Tarihi : 04 02 2006

NE YARIŞ AMA

Bir gün bir adam Anadol marka arabasıyla yolda gidiyormuş, ama birden arabası bozulmuş. Tam o sırada yoldan çok güzel bir Ferrari geçiyormuş. Neyse adam durdurmuş arabayı, anlatmış olayı. Ferrarinin sahibi demiş ki:
- Seni şehre kadar çekerim, ama dikkat et hızlı gidebilirim; eğer hızlı gidersem beni uyarmak için selektör yap. Ben anlar yavaşlarım.
Ferrarinin sahibi sürmüş arabayı. Derken yolda kendini kaptırıp bir Porche ile yarışmaya başlamış. Tabiî arkada Anadol selektör yapmaya başlamış. Tam o sırada yukardan bir polis helikopteri olayı görmüş. Helikopterdekiler olayı merkeze bildirmişler: "Efendim bir Ferrari ile bir Porche kapışıyor; Anadol da onları geçmeye çalışıyor."

Bu fıkra 3234 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 18 01 2006/ Son Yayın Tarihi : 26 01 2006

ŞAKA

İş hayatına yeni başlayan birisi yaptığı iş başvurusuna olumlu cevap almış. Şirket görüşmeye çağırmış. Yönetici adama sormuş:
- Peki senin şirketten beklentilerin neler?
Adam:
- Öncelikli olarak bir araba istiyor, ayrıca şu anda bulunduğum dairenin kirası biraz fazla. Onu da şirketin karşılması iyi olur. Maaş olarak da 3000 $ yeterli, demiş.
Şirket yöneticisi gayet ciddi dinlemiş ve:
- Biz sana son model bir mercedes ve Tarabya'da bir villa vereceğiz. Ayrıca bizim bu iş için planladığımız maaş 6000$'dı, demiş.
Adamın gözleri yerinden fırlamış:
- Şaka yapıyorsunuz!..
Şirket yöneticisi tavrını bozmadan:
- Ama önce siz başlattınız.

Bu fıkra 3762 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 07 01 2006/ Son Yayın Tarihi : 16 01 2006

AKILLI

Eski Roma'da yargıcın biri, ölüm döşeğinde iken yardımcı hâkimi çağırıp der ki:
- Ben artık ölüyorum; yargıçlığı sana bırakıyorum.
- Ben nasıl yapabilirim efendim?
- Hiç merak etme! Eğer bir akıllı ile bir deli arasında dava olursa, akıllıyı dinler ve kararını ona göre verirsin. İki deli gelirse zaten mübaşir haberin olmadan onların işini hâlleder.
- Peki efendim. Ya iki akıllı gelirse ne yapayım?
- Olacak şey mi? Ben kırk yıllık yargıcım, daha hiç iki akıllının birden geldiğini görmedim.

Bu fıkra 2682 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 31 12 2005/ Son Yayın Tarihi : 07 01 2006

TOZ

Bir gün Nasrettin Hoca, çırağı ile kurt avına gider. Bir kurt ini görürler ve içeri girerler. Kurt içeride yoktur. Bir süre sonra Nasrettin Hoca dışarıya çıkar. Çırağı hâlâ kurdun inindedir. Daha sonra Hoca, kurdun geri gelip inine girmeye çalıştığını görür.
Nasrettin Hoca, içerideki çırağını düşünerek kurdun kuyruğuna yapışır. Ortalık toz dumana karışmıştır. Tozdan ortalığı göremeyen çırak içeriden:
- Ne oluyor, bu toz da nereden çıktı şimdi, deyince, Nasrettin Hoca:
- Kurdun kuyruğu koparsa sen o zaman görürsün tozu, dumanı!

Bu fıkra 2077 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 21 12 2005/ Son Yayın Tarihi : 30 12 2005

ŞÖFÖR

Ünlü bir bilim adamı özel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunmuş:
- Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim, demiş.
- Ne olur izin verin bu konferansı da sizin yerinize ben vereyim.
Bilim adamı, teklifi kabul etmiş. Şoför arka koltuğa geçmiş.
Bilim adamı şoförün şapkasını giyip öne oturmuş.
Konferansın verileceği salona varmışlar.
Şoför kürsüye çıkmış, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapmış. Ve sormuş:
- Sorusu olan var mı?
Ülkenin ciddi bilim adamlarından biri "var" demiş ve oldukça zor bir soru sormuş.
Şoför hiç tereddüt etmeden:
- Çok kolay bir soru bu, şoförüm bile, bilir demiş.
Gidip çağırayım, sizin sorunuzu o cevaplasın.

Bu fıkra 1839 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 12 12 2005/ Son Yayın Tarihi : 20 12 2005

NE ZAMAN AT DİYORLAR?

Birinci sınıf öğrencisi okuldan dönünce annesine:
- Bugün öğretmen bize atlardan söz etti. Ama ben atın ne olduğunu hâlâ anlayamadım, dedi.
- Neden? diye sordu annesi.
- Öğretmenimiz “Atın yavrusuna tay, dişisine kısrak, erkeğine aygır derler.” dedi.
-Bunda anlaşılmayan ne var çocuğum?
- Peki anneciğim, ne zaman ata at diyorlar?

Bu fıkra 1864 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 12 2005/ Son Yayın Tarihi : 11 12 2005

YEMEK

Doktor, hasta çocuğa sordu:
- Bugün ne yedin?
Çocuk cevap verdi:
- Pilav.
Doktor biraz düşündükten sonra tekrar sordu:
- İştahla yedin mi?
- Hayır, salatayla yedim.

Bu fıkra 2349 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 25 11 2005/ Son Yayın Tarihi : 03 12 2005

ADRES TARİFİ

Evini kaybeden küçük çocuğa polisler soruyor:
- Yavrum senin evin nerede?
- Parkın karşısında!
- Peki park nerede?
- Evin karşısında!

Bu fıkra 1942 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 17 11 2005/ Son Yayın Tarihi : 24 11 2005

MUSİKİŞİNAS KÖPEK

Küçük çocuk, keman dersi için evde prova yapıyor, babası da oturmuş gazete okuyordu. Evin köpeği de çocuğun kemanından çıkan melodilere havlayarak eşlik ediyordu. Bu gürültüde babanın gazete okuması mümkün mü?
Bir duruyor, iki duruyor, ama ne çocuk keman çalmayı ne de öteki havlamayı kesiyordu. En sonunda baba, oğluna seslendi:
"Oğlum, şunun bilmediği bir parça çalsana!"

Bu fıkra 1596 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 09 11 2005/ Son Yayın Tarihi : 16 11 2005

ÖMÜR

Adamın biri doktora gitmiş. Doktor, tahlil sonuçlarını ve röntgen filmlerini uzun uzun incelemiş ve adama “Maalesef beyefendi.” demiş. “Fazla ömrünüz kalmamış.” Adam üzüntüden düşecek gibi olmuş:
“Peki ne kadar yaşayacağım doktor?”
“On.”
“Doktor çıldırtma adamı, on ne? On ay mı, on hafta mı, on gün mü?”
“Dokuz, sekiz, yedi, altı…”

Bu fıkra 1624 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 01 11 2005/ Son Yayın Tarihi : 08 11 2005

KONUMUZLA NE ALAKASI VAR

Temel bir gün fotoğrafını çektirmek istemiş. Fotoğrafçıya:
-Ben fotoğraf çektirmek istiyorum. Lakin vesikalık olmayacak
Fotoğrafçı:
-Olur efendim. 24x32'ye ne dersiniz?
Temel:
-768 eder de, bunun konumuzla ne alakası vardır?

Bu fıkra 1651 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 24 10 2005/ Son Yayın Tarihi : 31 10 2005

HANGİSİ UZAK

Öğretmen, Zeynep'e sorar:
- Söyle bakalım yavrum, Hindistan mı daha uzaktır, Ay mı?
- Hindistan efendim.
- Nasıl olur kızım?
- Öğretmenim, bazı geceler Ay'ı görebiliyoruz, ama Hindistan'ı hiç gördüğümüz yok ki...

Bu fıkra 1600 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 16 10 2005/ Son Yayın Tarihi : 23 10 2005

MATEMATİK DERSİNDE

Öğretmen, hayvanlardan söz ederken Nizami'ye bir soru sormuş:
-Dört ayaklı hayvanlardan birkaçının adını söyler misin?
Nizami çok kısa bir süre düşünmüş ve cevap vermeye başlamış:
-At, kedi, köpek ve iki tavuk...
Öğretmen sözünü kesmiş:
-İki tavuk mu dedin? Ne ilgisi var konumuzla?
Nizami cevap vermiş:
-İki tavuğun dört ayağı vardır öğretmenim!

Bu fıkra 1512 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 07 10 2005/ Son Yayın Tarihi : 15 10 2005

Bir Ayran Daha

Temel çay bahçesine gitmiş garsondan bir ayran istemiş. Ayranı içtikten sonra fiyatı olan 500.000 TL'yi (50 tane 10.000 TL'yi) üst üste koymuş, garson tam alırken paraya vurarak dağılmasına yol açmış. Ertesi gün gene gelip bir ayran içmiş. Yine 50 tane 10.000 lirayı üst üste koyup tam garson alacakken dağıtmış. Bu olay böyle iki-üç gün tekrarlandıktan sonra, Temel yine çay bahçesine gidip bir ayran içmiş, ama bu sefer 1.000.000 lira vermiş bu sefer de garson 50 tane 10.000 lirayı üst üste koyup tam Temel alacakken dağıtmış. Bunun üzerine Temel sandalyeye tekrar yaslanıp:
- Bana bir ayran daha lütfen, demiş.

Bu fıkra 1041 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 29 09 2005/ Son Yayın Tarihi : 05 10 2005

ONU GÖRMÜŞLER

Afrika'da bir fil ile karınca arkadaş olmuşlar. Devamlı birlikte geziyorlarmış. Bir gün bunların canı sıkılmış. Ne yapacaklarını düşünmeye başlamışlar. Karınca başka bir ülkeye gitmeyi teklif etmiş. Bu fikir filin de aklına yatmış. Ve o gece sınıra gelmişler. Karınca, file: "Ben önden gideyim; sen de beni geriden takip et. Bir şey olursa sana bağırırım." demiş. Başlamışlar yürümeye... Ve bir müddet sonra karıncanın olduğu yerden sesler gelmiş. Karınca olanca gücüyle bağırmış: "Fiiil yere yaaaat; beni gördüler!"

Bu fıkra 824 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 21 09 2005/ Son Yayın Tarihi : 28 09 2005

YAĞMUR

Öğretmen o günkü konusunu bitirmişti. Dersin bitmesine de on dakika kalmıştı. Hem bu zamanı değerlendirmek, hem de çocukların konuyu ne kadar anladıklarını yoklamak için, herkese birer soru soruyordu:
- Nalan sen söyler misin yavrum? Yağmur nasıl ve ne zaman yağar?
Nalan çok duygulu bir cevap verdi:
-Bulutlar üzülüp ağladıkları zaman, öğretmenim.

Bu fıkra 938 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 13 09 2005/ Son Yayın Tarihi : 20 09 2005

HANGİSİ BÜYÜK?

Öğretmen, sosyal bilgiler dersinde bir öğrenciye sorar:
- Söyle yavrum, denizler mi büyük, karalar mı?
- Karalar öğretmenim.
- Ama nasıl olur?
- Tabiî. Denizlerin altı da karalarla kaplı değil mi öğretmenim?

Bu fıkra 991 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 09 2005/ Son Yayın Tarihi : 12 09 2005

BİR AYRAN DAHA

Temel çay bahçesine gitmiş garsondan bir ayran istemiş. Ayranı içtikten sonra fiyatı olan 500.000 TL'yi (50 tane 10.000 TL'yi) üst üste koymuş, garson tam alırken paraya vurarak dağılmasına yol açmış. Ertesi gün gene gelip bir ayran içmiş. Yine 50 tane 10.000 lirayı üst üste koyup tam garson alacakken dağıtmış. Bu olay böyle iki-üç gün tekrarlandıktan sonra, Temel yine çay bahçesine gidip bir ayran içmiş ama bu sefer 1.000.000 lira vermiş bu sefer de garson 50 tane 10.000 lirayı üst üste koyup tam Temel alacakken dağıtmış. Bunun üzerine Temel sandalyeye tekrar yaslanıp:
- Bana bir ayran daha lütfen, demiş.

Bu fıkra 923 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 27 08 2005/ Son Yayın Tarihi : 03 09 2005

SUÇLU

Hakim suçluya sorar:
- Bu adamı niçin dövdün.
- Bana su aygırı, dedi efendim.
- Ne zaman?
- Bir yıl önce.
- Ama sen onu yeni dövmüşsün.
- Su aygırının ne olduğunu ilk defa bu hafta öğrendim de.

Bu fıkra 890 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 08 2005/ Son Yayın Tarihi : 26 08 2005

KARPUZ

Ersin, elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş.
Bu hâl, adamın birinin dikkatini çekmiş. Adam onu takip etmeye başlamış.
Ersin, belediye otobüsüne binmiş. Eli hâlâ belinde, inmiş yarım saat yürümüş eli hâlâ belinde.
Onu izleyen adam dayanamamış; koşup önüne geçmiş.
- Ya kardeşim sen deli misin, demiş.
Ersin:
- Yooo, demiş.
- Hasta mısın, demiş.
- Yooo, demiş.
- Seni iki saattir izliyorum. Elin belinde yürüyorsun, demiş.
Ersin, bir de bakmış:
- Vay be! Karpuz düşmüş ha!

Bu fıkra 1023 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 10 08 2005/ Son Yayın Tarihi : 18 08 2005

AYDINLIK

Nasreddin Hoca kapısının önünde
bir şeyler aranıyormuş. Komşuları:
-Hayrola Hoca efendi, demişler, bir şey mi yitirdin?
-Mühürüm düştü de...
-Nerede düşürdün? Söyle, biz de bakıverelim.
-İçerde düşürdüm, avluda.
-Avluda yitirilen şey sokakta aranır mı be Hoca?
-Avlu karanlık. Burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum!

Bu fıkra 933 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 02 08 2005/ Son Yayın Tarihi : 09 08 2005

ESKİ KANUN

Öğretmen:
- Çocuklar biliyor musunuz? Dünya üzerinde, yer çekimi kanunu sayesinde duruyoruz.
Öğrenciler:
- Peki öğretmenim, bu kanun kabul edilmeden önce nasıl duruyorduk?

Bu fıkra 1161 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 24 07 2005/ Son Yayın Tarihi : 01 08 2005

KARISI BİLİYORMUŞ

Adamın biri, trafik kazasında yaralanmıştı. Yardım için gelen polis, adama:
- Adınızı söyleyin de karınıza haber verelim, dedi.
- Gerek yok dedi adam, karım benim adımı zaten biliyor.

Bu fıkra 969 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 16 07 2005/ Son Yayın Tarihi : 23 07 2005

RAKAMLAR

Rakamlar yalan söylemez der öğretmen;
- Mesela bir adam, bir evi on iki günde yapabiliyorsa, on iki kişi bir günde yapabilir.
Ön sırada oturan Ali defterine bazı işlemler yaptıktan sonra parmak kaldırır.
- Öğretmenim bu takdirde 288 kişi evi bir saatte, 17. 280 kişi bir dakikada yapabilir öyle mi?
Öğretmeni Ali'yi şaşkınlıkla dinlerken Ali devam eder. "Aynı mantıktan bir gemi okyanusu altı günde geçerse, altı gemi de bir günde geçebilir demek ki "

Bu fıkra 1177 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 07 07 2005/ Son Yayın Tarihi : 15 07 2005

SEN EN İYİSİNİ BİLİRSİN

Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki ceviz ağacının altında dinleneyim demiş. Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey

'ım gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış. Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş. Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.

Bu fıkra 1534 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 27 06 2005/ Son Yayın Tarihi : 06 07 2005

KAPLUMBAĞA

Dört kaplumbağa pikniğe çıkmaya karar veriyorlar. Erzakları hazırlayıp yola koyuluyorlar. Bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken otuz yıl sonra piknik yerine varıyorlar. Hemen erzakları çıkarıyorlar, gazozlar yiyecekler herşey ortaya çıkıyor.
Gazozlarda şişe gazoz. Ve açacak YOK! Tek çözüm birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Doğal olarak en genç kaplumbağayı seçiyorlar. Genç eleman:
- "Giderim, ama bir şartım var" der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hiçbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak.
Diğerleri de bunu kabul eder. Kaplumbağa yola çıkar. Aradan bir, iki, on, yirmi yıl geçer.
Bu arada yaşlı kaplumbağalardan birisi fenalaşır, ölmek üzeredir. Arkadaşlar ne yapsa faydasız. Kaplumbağanın son dileği olup olmadığını sorarlar. O da:
- Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan birtanesini yesem olur mu? der. Diğerleri de kıramaz ve:
- "Elbette" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam ağzına atacağı sırada genç kaplumbağa çalıların arasından fırlar ve bağırır:
- Gitmiyorum işte, gitmiyorum.

Bu fıkra 1209 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 20 06 2005/ Son Yayın Tarihi : 27 06 2005

AYAKKABI

Adamın biri ayakkabı almak için mağazaya gitmiş.
Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını sıktığını söylemiş.
Mağaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açılır, demiş.
Adam:
- İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım, demiş.

Bu fıkra 1260 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 13 06 2005/ Son Yayın Tarihi : 20 06 2005

ŞAPKA

Adamın biri şapka almak için şapkacıya girmiş, bir tane denemiş,

Yanındakiler:

- Bu seni on yaş genç gösterdi, bunu al demişler. Adam istememiş. Hediye etmek istemişlerse de

Adam:

- İstemiyorum, her çıkarışta on yaş ihtiyar görünmek istemiyorum ya!

Bu fıkra 1506 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 06 2005/ Son Yayın Tarihi : 12 06 2005

ÜÇÜNÜ DE KISA KES

Müşteri sıkkın bir tavırla berber dükkânındaki koltuğa oturdu ve söylendi:

-Üçünü de kısa kes!

-Affedersiniz anlayamadım?

-Yani saçı sakalı ve lâfı...

Bu fıkra 1378 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 27 05 2005/ Son Yayın Tarihi : 03 06 2005

KALE

Teknik direktör ilk yarı sonrası soyunma odasında oyuncusuna sordu:
- Neden kendi kalene gol attın?
Oyuncu cevap verdi:
- Lanet olası kalelerin hepsi birbirine o kadar çok benziyor ki!

Bu fıkra 1360 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 05 2005/ Son Yayın Tarihi : 26 05 2005

TOP

Arka arkaya gelen on ikinci hezimetten sonra teknik direktör oyuncularını topladı
ve dedi ki :
- Sanıyorum, bir kez daha en bastan başlamalıyız... Simdi, kolumun altında
duran şey toptur...
Arka sırada bir oyuncu konuşmayı kesti:
- Bir kere yakından görebilir miyim acaba?

Bu fıkra 1495 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 11 05 2005/ Son Yayın Tarihi : 18 05 2005

ALLAH BİLİYOR

Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş.
Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış:
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş.
Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve:
-Kimin içinin sıyrıldığını

biliyor, demiş.

Bu fıkra 1701 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 02 05 2005/ Son Yayın Tarihi : 10 05 2005

MERMER

Öğretmen sordu:
-Ülkemizde mermer en çok nerelerde bulunur?
Çocuk cevap vermiş:
-Merdivenlerde, eşiklerde, masa üstlerinde bulunur öğretmenim.

Bu fıkra 1766 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 21 04 2005/ Son Yayın Tarihi : 30 04 2005

NEREYE?

Nasreddin Hoca bir gün eşeğine binmiş. Eşeğin inadı tutmuş. Bir türlü eşeğin başını gideceği yöne çevirememiş. Bunu gören komşusu:

-Nereye gidiyorsun Hocam, diye sormuş.

Hoca'da:

- Eşeğin istediği yere, demiş.

Bu fıkra 1570 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 13 04 2005/ Son Yayın Tarihi : 20 04 2005

BİZ DE KİBİR YOKTUR

Nasreddin Hoca'ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir'liler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?
Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar;
-Her hâlde öyle olmalı.
-Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim!
Hoca;
-Pekâla şimdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına;
-Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!...
Tabiî ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehir'liler;
-Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce,
Hoca;
-Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür der.

Bu fıkra 1122 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 03 04 2005/ Son Yayın Tarihi : 09 04 2005

AYAKKABI

Adamın biri ayakkabı almak için mağazaya gitmiş.
Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını sıktığını söylemiş.
Mağaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açılır, demiş.
Adam:
- İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım, demiş.

Bu fıkra 1564 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 26 03 2005/ Son Yayın Tarihi : 02 04 2005

RESİM

Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası kızın elindeki bomboş kağıdı görünce sordu:
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?
-Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti.

Bu fıkra 1196 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 03 2005/ Son Yayın Tarihi : 25 03 2005

TELEFON NUMARASI

Öğretmen sınıfa girer girmez Melek parmağını kaldırdı.
Öğretmen:
- Ne istiyorsun? diye sordu.
- Tarih kitabında Kristof Kolomb'un yanına niçin 1451-1506 koyduklarını anlayamadım.
Hakkı parmağını kaldırdı.
Öğretmen, Hakkı'nın bir şey bildiğini sanarak sordu.
- Sen biliyor musun?
- Evet, öğretmenim.
- Öyleyse söyle bakalım.
- Bu onun telefon numarasıdır, öğretmenim.

Bu fıkra 1076 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 12 03 2005/ Son Yayın Tarihi : 18 03 2005

LATİNCESİ

Hasta doktora derdini anlattı:
- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım çalışmak da istemiyor.
Doktor:
- Şikayetiniz bunlar mı?
Hasta:
- Evet
Doktor:
- Bunun adı tembellik.
Hasta:
- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?

Bu fıkra 1635 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 05 03 2005/ Son Yayın Tarihi : 11 03 2005

SEN EN İYİSİNİ BİLİRSİN

Nasrettin Hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş.
Tarlanının kenarındaki ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.
Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış ve şöyle düşünmüş:
- Ey

'ım gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapında kocaman kabak var,
koskocaman ağaçta küçücük ceviz var. Bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.
Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.
Hocanın kafasında ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve:
- Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Şimdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim nolurdu.

Bu fıkra 1270 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 26 02 2005/ Son Yayın Tarihi : 04 03 2005

ÜÇÜ BİR ARADA

Müşteri sıkkın bir tavırla berber dükkânındaki koltuğa oturdu ve söylendi:
-Üçünü de kısa kes!
-Affedersiniz anlayamadım?
-Yani saçı sakalı ve lâfı...

Bu fıkra 839 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 02 2005/ Son Yayın Tarihi : 25 02 2005

ÇÖMLEK HESABI

Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir hâlde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.

Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri:

"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder.

Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!" der.

Bu fıkra 0 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 12 02 2005/ Son Yayın Tarihi : 18 02 2005

HEPSİ BU KADAR MI?

Küçük Aylin'e teyzesi bir milyon lira vermişti. Küçük kız bir şey demeden parayı cebine attı. Bunun üzerine annesi söze karıştı.
-Aylin, teyzene ne demen lazım?
Aylin cevap vermedi. Anne bunun üzerine yardım etmek istedi.
-Baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum?
Birden gözleri parlayan Aylin:
-Hepsi bu kadar mı? diye atıldı.

Bu fıkra 1127 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 05 02 2005/ Son Yayın Tarihi : 11 02 2005

GARANTİ

Bir mağazadan televizyon çalan adamın mahkemesi yapılıyordu. Hakim, verilen cezayı açıkladı:
- Bir yıla mahkum oldunuz.
Adam gayet rahat bir şekilde söze karıştı:
- Biliyordum zaten bir yıl olacağını.
Hakim şaşırmıştı:
- Nasıl yani? Nereden biliyordun?
Adam cevap verdi:
- Çünkü televizyonun üzerinde "bir yıl garanti" yazıyordu.

Bu fıkra 1318 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 29 01 2005/ Son Yayın Tarihi : 04 02 2005

BENZERLİK

Öğretmen, okullar açıldığı sırada bir öğrenciye:
“Geçen yıl bu sınıfta sana çok benzeyen biri vardı. İkiz kardeşin miydi acaba?”
Çocuk boynu bükük bir şekilde, mırıldanır gibi cevap verdi:
“Hayır efendim, ben sınıfta kaldım da.”

Bu fıkra 905 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 22 01 2005/ Son Yayın Tarihi : 28 01 2005

NASİHAT

Annesi Metin’e nasihat ediyordu.
“Oğlum, derslerini günü gününe yap. Bugünün işini hiçbir zaman yarına bırakmamalısın.”
Bunun üzerine Metin yerinden kalktı.
Annesi sordu:
“Nereye gidiyorsun? Lafımı dinlesene!”
Metin hemen cevabı yapıştırdı:
“Yarına kalan kadayıfı yemeye…”

Bu fıkra 1384 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 15 01 2005/ Son Yayın Tarihi : 21 01 2005

SON DİŞLER

Öğretmen, öğrencilerine sordu:
“Söyleyin bakalım çocuklar en son çıkan diş hangisidir?”
Sınıfta uzun bir sessizlik oldu, sonra bir öğrenci parmağını kaldırıp cevap verdi:
“En son takma dişler çıkar öğretmenim!”

Bu fıkra 1700 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 08 01 2005/ Son Yayın Tarihi : 14 01 2005

EMEKLİ OLACAĞIM!

Öğretmen, öğrencilerine soruyordu:
“Fatma, büyüyünce ne olacaksın?”
“Hemşire olacağım.”
“Sen olacaksın Mustafa?”
“Subay olacağım.”
“Sen Murat?”
“Öğretmen.”
Sıra, Sedat’a geldi:
“Sedat, büyüyünce sen ne olacaksın?”
“Emekli olacağım…”

Bu fıkra 1598 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 01 01 2005/ Son Yayın Tarihi : 07 01 2005

ŞURUP

İkinci gün tekrar muayeneye gelen hastasına, doktor sorar:
"Ee bugün nasılsınız bakalım, verdiğim öksürük şurubunu içtiniz mi?"
"İnanın doktor bey, tadına baktım, sonra öksürmeyi tercih ettim."

Bu fıkra 1642 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 25 12 2004/ Son Yayın Tarihi : 31 12 2004

ÖRDEK ÇORBASI

Bir gün Nasrettin Hoca pınar başında bir sürü yabani ördek görür. Hoca yakalamak için koştuğunda ördekler ondan önce davranıp kaçarlar. Ördeklerin peşinde koşmaktan yorulan Nasrettin Hoca eline bir parça ekmek alarak suya batırıp yemeye başlamış.Oradan geçen bir adam Hoca’nın bu şekilde ekmek yemesini görünce şaşkın bir şekilde:
-Hocam, burada ne yapıyorsunuz, der. Hoca gayet doğal bir şekilde elindeki ekmeği gösterip:
-Ördek çorbası yiyorum, der.

Bu fıkra 1519 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 18 12 2004/ Son Yayın Tarihi : 24 12 2004

GETİR BARİ...

Bir gün rüyasında Hoca’ya dokuz akçe vermişler. Hoca illaki on akçe olsun derken uyanmış. Bakmış ki elinde hiçbir şey yok; gözlerini hemen kapayıp elini uzatmış ve pişman bir şekilde:
“Getir bari dokuz akçe olsun.” demiş.

Bu fıkra 1513 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 11 12 2004/ Son Yayın Tarihi : 17 12 2004

MATEMATİK

İki öğrenci aralarında konuşuyorlardı:
─ Ben bu matematikten bir şey anlamadım.
─ Neden?
─ Öğretmen geçen gün dört beş daha dokuz eder demişti, bunu ezberledim. Bugün de kalkmış, altı üç daha dokuz eder, diyor...

Bu fıkra 1104 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 12 2004/ Son Yayın Tarihi : 10 12 2004

MİKROPLAR

–Derin nefes almanın mikropları öldürdüğünü biliyor muydunuz
çocuklar?
–İyi ama öğretmenim, derin nefes almaları için mikropları nasıl ikna
edeceğiz.

Bu fıkra 1270 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 27 11 2004/ Son Yayın Tarihi : 03 12 2004

Gri Bulutlar

Öğretmen, bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu:
- Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü, yutkundu, bir şey diyemedi. Onun yanında oturan, parmak kaldırarak şu cevabı verdi:
- Kirli sulardan olur öğretmenim!

Bu fıkra 1259 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 20 11 2004/ Son Yayın Tarihi : 26 11 2004

Alçak Köprü

Kamyon şoförü otoyolda giderken: 'Dikkat alçak köprü!' yazısını görmesiyle köprünün altına sıkışması bir olmuş.
Son derece sinirlenmiş ikaz levhasının daha köprüye gelmeden önce konulmamasına. Otoyol kapanmış, arkasında kilometrelerce araç birikmiş, haber vermesine rağmen ekip saatler sonra gelmiş, içeriden ağır adımlarla bir polis inmiş, kamyonun yanına gelip ellerini beline koymuş:
-Sıkıştın ha, demiş.
- Hayır Memur Bey. Bu köprüyü taşıyordum, mazotum bitti.

Bu fıkra 1001 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 13 11 2004/ Son Yayın Tarihi : 19 11 2004

İkinci Lisan

Fare bir peynir kokusu duyup, kafasını dışarı uzatmıştı. Fakat bunun kedinin bir tuzağı olabileceğini düşünüp dışarı çıkmadı.
Bekledi ve biraz sonra "miyav" diye bir ses duydu. Ertesi gün de peynir kokusunu aldı ve "miyav" sesini duydu, yerinden çıkmadı. Sonraki gün "hav hav" diye bir ses duydu ve kedinin ortalarda olmadığını anlayarak dışarı çıktı. Çıkmasıyla pençe yemesi bir oldu.
Kedinin tuzağına düşmüştü. Kedi yerde baygın yatan fareyi yanındaki yavrusuna gösterip şöyle dedi:
-Bak yavrum, sana dememiş miydim, ikinci lisan çok önemli.

Bu fıkra 1226 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 06 11 2004/ Son Yayın Tarihi : 12 11 2004

Ayakkabı

Adamın biri ayakkabı almak için mağazaya gitmiş. Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını sıktığını söylemiş.
Mağaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açılır, demiş.
Adam:
- İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım, demiş.

Bu fıkra 1142 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 30 10 2004/ Son Yayın Tarihi : 05 11 2004

NASIL?

Öğretmen ders anlatıyordu:
-Günümüzden yıllarca yıl önce para denen şey yokmuş çocuklar. İnsanlar alışveriş yapmak istedikleri zaman, karşılığında malına göre ya yumurta ya da buğday ya inek ya da değerine göre başka bir şey verirlermiş.
Ersin, parmağını kaldırdı ve söz aldı:
- İyi de öğretmenim, o zamanın insanları bütün bunları cüzdanlarında nasıl taşırlarmış?

Bu fıkra 1114 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 23 10 2004/ Son Yayın Tarihi : 29 10 2004

DONDURMA

Ahmet, dışarıdan hızla eve girdi:
-Anne, bana para verir misin?
-Ne yapacaksın parayı?
-Dışarıdan bir adamcağıza vereceğim.
-Aferin oğlum. Nerede bu adam, göster bakalım.
-Dışarıda anne, dondurma satıyor.

Bu fıkra 1125 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 16 10 2004/ Son Yayın Tarihi : 22 10 2004

Memnuniyet

Babasıyla Ali konuşuyordu:
Babası: Benim küçüklüğümde babam öyle zengin değildi. Soframızda öyle sizin yediğiniz gibi çeşit çeşit yemekler bulunmazdı.
Küçük Ali hemen atıldı:
- Öyleyse şimdi bizim evde olduğundan memnunsundur. Değil mi babacığım?

Bu fıkra 1058 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 09 10 2004/ Son Yayın Tarihi : 15 10 2004

Bozukmuş

Ufaklık, az önce çikolata aldığı dükkândan içeri girdi.
“Bakkal amca, deminki çikolata bozukmuş paramı geri ver.”
“İyi ama yemişsin bile…”
“Elbette, yemeden bozuk olduğunu nereden anlayacaktım ki?”

Bu fıkra 939 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 02 10 2004/ Son Yayın Tarihi : 08 10 2004

BENZERLİK

Evlerine gelen misafir, küçük Can’ı kucağına almış, seviyordu:
-

bağışlasın, ne güzel çocuk! Ağzı tıpkı babasının ağzı. Gözleri aynı annesinin gözleri. Burnu da ablasının burnu.
Misafiri ilgiyle dinleyen Can söze karıştı:
-Pantolon da ağabeyimin pantolonu teyze!

Bu fıkra 778 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 25 09 2004/ Son Yayın Tarihi : 01 10 2004

ÖBÜR YARISI

Kütüphane memuru, öğrenciye:
- Bu kitaptan yararlanırsanız ödevinizin yarısını yapmış olursunuz, dedi.
Öğrenci sevinçle haykırdı:
- O halde aynı kitaptan iki tane lütfen!

Bu fıkra 735 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 18 09 2004/ Son Yayın Tarihi : 24 09 2004

BİLMECE

Öğretmen Rıza’ya sordu:
- Dünya yuvarlak mıdır?
- Hayır öğretmenim.
- Nasıl olur, düz mü yani?
- O da değil.
- Peki nasıl?
- Babamın dediğine bakılırsa karmakarışık.

Bu fıkra 563 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 11 09 2004/ Son Yayın Tarihi : 17 09 2004

ÜZÜNTÜNÜN NEDENİ

- Beni ne kadar seviyorsun abi?
- Dünyalar kadar!
Çocuk üzüldü, suratı asıldı. Ağabeyi sordu:
- Neden üzüldün kardeşim?
- Geçen gün babam, “Bu dünya beş para etmez.” demişti de…

Bu fıkra 487 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 09 2004/ Son Yayın Tarihi : 10 09 2004

KARANLIK

Erol, pek korkak bir çocuktu. Karanlıktan ödü kopardı. Babası da onu daima bu kötü huyundan vazgeçirmek istiyordu. Onun için Erol’a bir akşam:
- Oğlum, yandaki odada gözlüğümü unutmuşum, git getiriver dedi.
Erol, pek onurluydu, korkuyorum, gidemem diyemedi. Kalbe kuvvet olsun diye oyuncakları arasından, kaplanı alıp gitti. Fakat biraz sonra ağlamaklı bir sesle geri döndü:
- Babacığım, babacığım, dedi. Şu kaplan çok korkak, bir türlü gitmek istemiyor.

Bu fıkra 517 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 28 08 2004/ Son Yayın Tarihi : 03 09 2004

TÜNEL

Tren yağmurlu bir havada ilerliyordu. Selma pencereden dışarısını seyrederken tren bir tünele girdi.
Selma, annesine döndü ve sevinçle dedi ki:
- Anne bak! Tren ıslanmamak için şemsiyenin altına girdi.

Bu fıkra 435 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 21 08 2004/ Son Yayın Tarihi : 27 08 2004

DİŞ

Öğretmen, tabiat bilgisi dersinde uzun uzun, dişleri anlatmıştı. Dersin sonuna doğru dersi hiç dinlememiş bir öğrenciye sordu:
- Kaç türlü diş vardır?
Öğrenci biraz düşündükten sonra:
- Sağlam diş, çürük diş, takma diş diye cevap verdi.

Bu fıkra 396 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 14 08 2004/ Son Yayın Tarihi : 20 08 2004

IRMAK

Irmağın kıyısında küçük bir çocuk oynuyordu. O sırada oradan geçen bir adam çocuğa sordu.
-Yavrum, bu ırmaktan karşıya geçilir mi?
-Geçilir amca, dedi çocuk.
Adam, ayakkabılarını çıkardı, pantolonunu çekerek ırmağa girdi. Birkaç adım atınca su boğazına kadar geldi. Az kalsın boğulacaktı.

Kendini kurtarıp öfkeyle çocuğun yanına vardı.

- Hani ırmaktan geçiliyordu? diye bağırdı. Neredeyse boğuluyordum!
Çocuk biraz düşündü, sonra cevap verdi:

- Çok tuhaf! Demin bir ördek geçti, hiçbir şey olmadı.

Bu fıkra 434 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 07 08 2004/ Son Yayın Tarihi : 13 08 2004

ÜZÜNTÜNÜN NEDENİ

- Beni ne kadar seviyorsun abi?
- Dünyalar kadar!
Çocuk üzüldü, suratı asıldı. Ağabeyi sordu:
- Neden üzüldün kardeşim?
- Geçen gün babam, “Bu dünya beş para etmez.” demişti de…

Bu fıkra 0 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 04 08 2004/ Son Yayın Tarihi : 10 08 2004

SAAT

Baba oğluna:
- Oğlum, dedi. Saatim durmuş, yarın hatırlat da saatçiye bırakıp temizlettireyim.
- Ah babacığım, saatçiye kadar yorulmana hiç lüzum yok. Biz saatini bugün kardeşimle beraber temizledik.
- Nasıl temizlediniz?
- Annem çamaşır yıkıyordu, bir tas sıcak sabunlu su aldık, saatinizi güzelce yıkadık

Bu fıkra 491 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 31 07 2004/ Son Yayın Tarihi : 06 08 2004

NE YAPAR?

Öğretmen, Fatma’ya sordu:
“ Altı elma ile beş portakal ne yapar?”
Fatma:
“ Vitamin yapar öğretmenim.”diye cevap verdi.

Bu fıkra 420 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 17 07 2004/ Son Yayın Tarihi : 23 07 2004

DURUMU İYİYMİŞ

Babası, Özcan’a sordu:
“Sınıfta durumun nasıl?”
“Çok iyi babacığım. Sobanın yanında oturuyorum.”

Bu fıkra 742 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 10 07 2004/ Son Yayın Tarihi : 16 07 2004

DÜNYA KAÇ METRE?

Arkadaşlarından biri hocaya sorar:
- Hocam dünya kaç metre?
Tam o sırada yanlarından bir cenaze geçmektedir. Hoca onu göstererek:
-Ona sor! Bak, ölçmüş, biçmiş, gidiyor.

Bu fıkra 1061 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 03 07 2004/ Son Yayın Tarihi : 09 07 2004

KANATLI DEVELER

Günlerden bir gün, Nasrettin Hoca camide vaaz verirken: - "Ey cemaat", der. "

, deveyi kanatlı yaratmadığı için hepimiz durmaksızın, sürekli şükredelim. Yoksa damlarımız çoktan başımıza yıkılmıştı..

Bu fıkra 1057 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 26 06 2004/ Son Yayın Tarihi : 02 07 2004

ÖMRÜM YETERSE

Hoca, küçük yaşta da beklenmedik şakalar yapar, etrafındakileri şaşırtırmış. Anası terzi çıraklığına vermiş onu. Bir, iki yıl derken, kadıncağız sormuş:

"Oğlum neler öğrendin? Anlat da sevineyim."

"Olur, anacığım." demiş Hoca. "Şimdilik işin yarısını öğrendim. Dikilmiş şeyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda öğreneceğim."

Bu fıkra 122 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 19 06 2004/ Son Yayın Tarihi : 25 06 2004

DÖRT AYAKLI ÖRDEK

Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:
-Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...
Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...

Bu fıkra 21 defa okundu.
İlk Yayın Tarihi : 12 06 2004/ Son Yayın Tarihi : 18 06 2004

KUYUYA DÜŞEN AY

Bir gece Nasreddin Hoca kuyudan su almaya gider. Bakar ki ay kuyuya düşmüş. Hoca:
Kadın kadın, diye hanımına bağırır. Bana çabuk bir kanca getir yoksa ay boğulup ölecek.'

Karısı kancayı getirir. Nasreddin Hoca kancayı kuyuya atar çeker çeker kanca gelmez. Hoca, "galiba ay'ı tuttum" der. Kancanın ipi gerilir gerilir ve kopar. Sırt üstü düşen Nasreddin Hoca gökyüzünde ay'ı görür.

-Düştük düşmesine ama ayı da kurtardık, der

Gönderen: 03.02.2007 - 15:58

--_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara

--_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle

	<<MA>>

541 Mesaj -

VALLAHİ ARKADAŞIM OKADAR UZUNDUKİ HEPSİNİ OKUYAMADIM AMA İNANKİ OKUDUKLARIM ÇOK KOMİKTİ PAYLAŞIM İÇİN ÇOK SAOL.

Gönderen: 03.02.2007 - 16:33

	~BaraN~

521 Mesaj -

aslında ismail42 ile ben birlikte fıkralar yazsak bu konu 2-3 sayfaya ulaşırdı..

dimi ismail42

Gönderen: 03.02.2007 - 16:44

	+^^DoLuNaY^^+

1412 Mesaj -

paylaşım için çok tşk çok güzeller

Gönderen: 06.02.2007 - 22:49

+^^DoLuNaY^^+ üyenin diger mesajlarini ara

+^^DoLuNaY^^+ üyeyi arkadas listeme ekle

	...:GöNüL YaRaSi::...

1075 Mesaj -

Hepsini okuyamadım ama hepside cok komik ...paylasımlarınız için saolun

Gönderen: 06.02.2007 - 23:37

...:GöNüL YaRaSi::... üyenin diger mesajlarini ara

...:GöNüL YaRaSi::... üyeye özel mesaj gönder

...:GöNüL YaRaSi::... üyeyi arkadas listeme ekle

	--_--Akrep--_--

1938 Mesaj -

bir şey degil

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ismail42 tarafından, 07.02.2007 - 10:51 tarihinde.

Gönderen: 07.02.2007 - 10:51

	LaLL

RE:

535 Mesaj -

Alıntı
Orijınalı ismail42

En komik fýkralar burada cocuklar..!
TÝRYAKÝ YOKSA

Bir köylü telaþla bir baþka köylüye koþtu :
-Bana bak, senin inekler sigara içer mi?
-Çýldýrdýn mý sen? Ýnek sigara içer mi hiç?
-Öyleyse ahirin yanýyor, kardeþim.

Bu fýkra 2587 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 26 04 2006/ Son Yayýn Tarihi : 03 05 2006

ALÝ BULDU

Bir gün coðrafya dersinde, öðretmen Ali'yi tahtaya kaldýrýr. Tahtanýn yanýnda asýlý duran Dünya haritasýnda Amerika'nýn yerini bulmasýný ister.
Ali de, þýp diye, elini Amerika’nýn üzerine koyar. Öðretmen bu kez bütün sýnýfa döner ve:
"Söyleyin bakalým çocuklar. Amerika'yý kim buldu?" diye sorar.
Sýnýf hep bir aðýzdan cevaplar:
"Ali buldu öðretmenim! Ali buldu!"

Bu fýkra 2524 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 16 04 2006/ Son Yayýn Tarihi : 25 04 2006

FARK

Fen bilgisi imtihanýnda þöyle bir soru gelmiþti:
- Güneþ ýþýðý ile elektrik lambasýnýn ýþýðý arasýndaki fark nedir?
Ali hemen cevabý yazdý:
- Elektrik lambasý için her ay para ödüyoruz ama güneþ ýþýðý için bir para ödemiyoruz.

Bu fýkra 3254 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 06 04 2006/ Son Yayýn Tarihi : 15 04 2006

TERLEMEK ÝÇÝN

Týp fakültesinin son sýnýfýnda imtihana giren talebeye mümeyyizler sordular:
- Hastayý terletmek için ne yaparsýn?
- Arkasýna tentürdiyot sürerim.
Baþka?
- Kâfur ile yaðlarým.
- Baþka.
- Aspirin veya benzeri bir tablet aldýrýrým.
- Baþka?
- Biberli pamuk tatbik ederim.
- Baþka?
- Çocuk fena hâlde kýzarmýþ, kan-ter içinde kalmýþtý. Aklýna baþka bir þey gelmiyordu.
Birden sevinçle haykýrdý:
- Getirir huzurunuzda imtihana sokarým!...

Bu fýkra 2704 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 28 03 2006/ Son Yayýn Tarihi : 05 04 2006

OH BEE

Bir gün adamýn biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam periþan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduðunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alýp galeriden çýkarken adamýn aklýna bir þey geliyor ve sahibine dönerek soruyor
-Bu deve nasýl gider, diyor.
Sahibi cevaplýyor :
-Oh bee deyince gider, diyor.
Alýcý:
-Peki nasýl duruyor, diye soruyor.
Sahibi de.
-

ým sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çýkýyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasýl durduracaðýný unutuyor. Deve tam uçurumun kenarýna geldiðinde son anda adam :
-

ým sen beni kurtar, diyor. Deve zýnk diye duruyor. Ve arkasýndan adam :
-Oh bee, diyor.

Bu fýkra 2857 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 03 2006/ Son Yayýn Tarihi : 27 03 2006

ÝMTÝHAN

Öðretmen, öðrencilere:

- Çocuklar,

hepimizin Cennete gitmesini istediði hâlde, neden bizi dünyaya göndermiþ, demiþ.

Çocuklardan biri, soruya karþýlýk vermiþ:

- Öðretmenim, demiþ. Þüphesiz ki siz bizim sýnýf geçmemizi istiyorsunuz. O hâlde neden hepimize birer 10 vermeyip imtihan ediyorsunuz?

Bu fýkra 2880 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 10 03 2006/ Son Yayýn Tarihi : 18 03 2006

FARK

Fen bilgisi imtihanýnda þöyle bir soru gelmiþti:
- Güneþ ýþýðý ile elektrik lambasýnýn ýþýðý arasýndaki fark nedir?
Ali hemen cevabý yazdý:
- Elektrik lambasý için her ay para ödüyoruz ama güneþ ýþýðý için bir para ödemiyoruz.

Bu fýkra 2149 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 21 02 2006/ Son Yayýn Tarihi : 29 02 2006

ÝKÝNCÝ SORU

Öðretmen, öðrencilere :
-Sizlere sorular soracaðým. Birinci soruyu bilene ikinci soru sorulmayacak. Þimdi söyle bakalým Ahmet, bir hindinin kaç tane tüyü vardýr?
-9567 tane tüyü vardýr öðretmenim!
-Nereden öðrendin bunu?
-Öðretmenim, hani birinciyi bilene ikinci soruyu sormayacaktýnýz?

Bu fýkra 2720 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 13 02 2006/ Son Yayýn Tarihi : 20 02 2006

TABANCA SESÝ

Genç yazar, ilk oyununu tiyatronun yöneticisine baþtan sona okudu ve sordu:
- Nasýl buldunuz oyunumu?
- Ýyi, yalnýz sonunda küçük bir deðiþiklik yapsanýz iyi olur. Oyunun baþ kiþisi zehirle deðil, tabancayla ölmeli.
- Bu önemsiz bir ayrýntý.
- Bence önemli. Tabanca sesi, uyuyan seyircileri uyandýracaktýr.

Bu fýkra 3427 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 02 2006/ Son Yayýn Tarihi : 12 02 2006

BÜYÜK BEBEKLER

Öðretmen Ali'ye sorar:
- Sizin köyde doðan büyük adam var mý?
Ali cevap verir:
-Hayýr öðretmenim, bizim köyde hep bebekler doðuyor.

Bu fýkra 2926 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 27 01 2006/ Son Yayýn Tarihi : 04 02 2006

NE YARIÞ AMA

Bir gün bir adam Anadol marka arabasýyla yolda gidiyormuþ, ama birden arabasý bozulmuþ. Tam o sýrada yoldan çok güzel bir Ferrari geçiyormuþ. Neyse adam durdurmuþ arabayý, anlatmýþ olayý. Ferrarinin sahibi demiþ ki:
- Seni þehre kadar çekerim, ama dikkat et hýzlý gidebilirim; eðer hýzlý gidersem beni uyarmak için selektör yap. Ben anlar yavaþlarým.
Ferrarinin sahibi sürmüþ arabayý. Derken yolda kendini kaptýrýp bir Porche ile yarýþmaya baþlamýþ. Tabiî arkada Anadol selektör yapmaya baþlamýþ. Tam o sýrada yukardan bir polis helikopteri olayý görmüþ. Helikopterdekiler olayý merkeze bildirmiþler: "Efendim bir Ferrari ile bir Porche kapýþýyor; Anadol da onlarý geçmeye çalýþýyor."

Bu fýkra 3234 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 18 01 2006/ Son Yayýn Tarihi : 26 01 2006

ÞAKA

Ýþ hayatýna yeni baþlayan birisi yaptýðý iþ baþvurusuna olumlu cevap almýþ. Þirket görüþmeye çaðýrmýþ. Yönetici adama sormuþ:
- Peki senin þirketten beklentilerin neler?
Adam:
- Öncelikli olarak bir araba istiyor, ayrýca þu anda bulunduðum dairenin kirasý biraz fazla. Onu da þirketin karþýlmasý iyi olur. Maaþ olarak da 3000 $ yeterli, demiþ.
Þirket yöneticisi gayet ciddi dinlemiþ ve:
- Biz sana son model bir mercedes ve Tarabya'da bir villa vereceðiz. Ayrýca bizim bu iþ için planladýðýmýz maaþ 6000$'dý, demiþ.
Adamýn gözleri yerinden fýrlamýþ:
- Þaka yapýyorsunuz!..
Þirket yöneticisi tavrýný bozmadan:
- Ama önce siz baþlattýnýz.

Bu fýkra 3762 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 07 01 2006/ Son Yayýn Tarihi : 16 01 2006

AKILLI

Eski Roma'da yargýcýn biri, ölüm döþeðinde iken yardýmcý hâkimi çaðýrýp der ki:
- Ben artýk ölüyorum; yargýçlýðý sana býrakýyorum.
- Ben nasýl yapabilirim efendim?
- Hiç merak etme! Eðer bir akýllý ile bir deli arasýnda dava olursa, akýllýyý dinler ve kararýný ona göre verirsin. Ýki deli gelirse zaten mübaþir haberin olmadan onlarýn iþini hâlleder.
- Peki efendim. Ya iki akýllý gelirse ne yapayým?
- Olacak þey mi? Ben kýrk yýllýk yargýcým, daha hiç iki akýllýnýn birden geldiðini görmedim.

Bu fýkra 2682 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 31 12 2005/ Son Yayýn Tarihi : 07 01 2006

TOZ

Bir gün Nasrettin Hoca, çýraðý ile kurt avýna gider. Bir kurt ini görürler ve içeri girerler. Kurt içeride yoktur. Bir süre sonra Nasrettin Hoca dýþarýya çýkar. Çýraðý hâlâ kurdun inindedir. Daha sonra Hoca, kurdun geri gelip inine girmeye çalýþtýðýný görür.
Nasrettin Hoca, içerideki çýraðýný düþünerek kurdun kuyruðuna yapýþýr. Ortalýk toz dumana karýþmýþtýr. Tozdan ortalýðý göremeyen çýrak içeriden:
- Ne oluyor, bu toz da nereden çýktý þimdi, deyince, Nasrettin Hoca:
- Kurdun kuyruðu koparsa sen o zaman görürsün tozu, dumaný!

Bu fýkra 2077 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 21 12 2005/ Son Yayýn Tarihi : 30 12 2005

ÞÖFÖR

Ünlü bir bilim adamý özel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yýllardýr onunla çalýþan þoförü sýkýlarak bir teklifte bulunmuþ:
- Sizin konferanslarýnýzý dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim, demiþ.
- Ne olur izin verin bu konferansý da sizin yerinize ben vereyim.
Bilim adamý, teklifi kabul etmiþ. Þoför arka koltuða geçmiþ.
Bilim adamý þoförün þapkasýný giyip öne oturmuþ.
Konferansýn verileceði salona varmýþlar.
Þoför kürsüye çýkmýþ, hiç teklemeden çok güzel bir konuþma yapmýþ. Ve sormuþ:
- Sorusu olan var mý?
Ülkenin ciddi bilim adamlarýndan biri "var" demiþ ve oldukça zor bir soru sormuþ.
Þoför hiç tereddüt etmeden:
- Çok kolay bir soru bu, þoförüm bile, bilir demiþ.
Gidip çaðýrayým, sizin sorunuzu o cevaplasýn.

Bu fýkra 1839 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 12 12 2005/ Son Yayýn Tarihi : 20 12 2005

NE ZAMAN AT DÝYORLAR?

Birinci sýnýf öðrencisi okuldan dönünce annesine:
- Bugün öðretmen bize atlardan söz etti. Ama ben atýn ne olduðunu hâlâ anlayamadým, dedi.
- Neden? diye sordu annesi.
- Öðretmenimiz “Atýn yavrusuna tay, diþisine kýsrak, erkeðine aygýr derler.” dedi.
-Bunda anlaþýlmayan ne var çocuðum?
- Peki anneciðim, ne zaman ata at diyorlar?

Bu fýkra 1864 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 12 2005/ Son Yayýn Tarihi : 11 12 2005

YEMEK

Doktor, hasta çocuða sordu:
- Bugün ne yedin?
Çocuk cevap verdi:
- Pilav.
Doktor biraz düþündükten sonra tekrar sordu:
- Ýþtahla yedin mi?
- Hayýr, salatayla yedim.

Bu fýkra 2349 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 25 11 2005/ Son Yayýn Tarihi : 03 12 2005

ADRES TARÝFÝ

Evini kaybeden küçük çocuða polisler soruyor:
- Yavrum senin evin nerede?
- Parkýn karþýsýnda!
- Peki park nerede?
- Evin karþýsýnda!

Bu fýkra 1942 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 17 11 2005/ Son Yayýn Tarihi : 24 11 2005

MUSÝKÝÞÝNAS KÖPEK

Küçük çocuk, keman dersi için evde prova yapýyor, babasý da oturmuþ gazete okuyordu. Evin köpeði de çocuðun kemanýndan çýkan melodilere havlayarak eþlik ediyordu. Bu gürültüde babanýn gazete okumasý mümkün mü?
Bir duruyor, iki duruyor, ama ne çocuk keman çalmayý ne de öteki havlamayý kesiyordu. En sonunda baba, oðluna seslendi:
"Oðlum, þunun bilmediði bir parça çalsana!"

Bu fýkra 1596 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 09 11 2005/ Son Yayýn Tarihi : 16 11 2005

ÖMÜR

Adamýn biri doktora gitmiþ. Doktor, tahlil sonuçlarýný ve röntgen filmlerini uzun uzun incelemiþ ve adama “Maalesef beyefendi.” demiþ. “Fazla ömrünüz kalmamýþ.” Adam üzüntüden düþecek gibi olmuþ:
“Peki ne kadar yaþayacaðým doktor?”
“On.”
“Doktor çýldýrtma adamý, on ne? On ay mý, on hafta mý, on gün mü?”
“Dokuz, sekiz, yedi, altý…”

Bu fýkra 1624 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 01 11 2005/ Son Yayýn Tarihi : 08 11 2005

KONUMUZLA NE ALAKASI VAR

Temel bir gün fotoðrafýný çektirmek istemiþ. Fotoðrafçýya:
-Ben fotoðraf çektirmek istiyorum. Lakin vesikalýk olmayacak
Fotoðrafçý:
-Olur efendim. 24x32'ye ne dersiniz?
Temel:
-768 eder de, bunun konumuzla ne alakasý vardýr?

Bu fýkra 1651 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 24 10 2005/ Son Yayýn Tarihi : 31 10 2005

HANGÝSÝ UZAK

Öðretmen, Zeynep'e sorar:
- Söyle bakalým yavrum, Hindistan mý daha uzaktýr, Ay mý?
- Hindistan efendim.
- Nasýl olur kýzým?
- Öðretmenim, bazý geceler Ay'ý görebiliyoruz, ama Hindistan'ý hiç gördüðümüz yok ki...

Bu fýkra 1600 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 16 10 2005/ Son Yayýn Tarihi : 23 10 2005

MATEMATÝK DERSÝNDE

Öðretmen, hayvanlardan söz ederken Nizami'ye bir soru sormuþ:
-Dört ayaklý hayvanlardan birkaçýnýn adýný söyler misin?
Nizami çok kýsa bir süre düþünmüþ ve cevap vermeye baþlamýþ:
-At, kedi, köpek ve iki tavuk...
Öðretmen sözünü kesmiþ:
-Ýki tavuk mu dedin? Ne ilgisi var konumuzla?
Nizami cevap vermiþ:
-Ýki tavuðun dört ayaðý vardýr öðretmenim!

Bu fýkra 1512 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 07 10 2005/ Son Yayýn Tarihi : 15 10 2005

Bir Ayran Daha

Temel çay bahçesine gitmiþ garsondan bir ayran istemiþ. Ayraný içtikten sonra fiyatý olan 500.000 TL'yi (50 tane 10.000 TL'yi) üst üste koymuþ, garson tam alýrken paraya vurarak daðýlmasýna yol açmýþ. Ertesi gün gene gelip bir ayran içmiþ. Yine 50 tane 10.000 lirayý üst üste koyup tam garson alacakken daðýtmýþ. Bu olay böyle iki-üç gün tekrarlandýktan sonra, Temel yine çay bahçesine gidip bir ayran içmiþ, ama bu sefer 1.000.000 lira vermiþ bu sefer de garson 50 tane 10.000 lirayý üst üste koyup tam Temel alacakken daðýtmýþ. Bunun üzerine Temel sandalyeye tekrar yaslanýp:
- Bana bir ayran daha lütfen, demiþ.

Bu fýkra 1041 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 29 09 2005/ Son Yayýn Tarihi : 05 10 2005

ONU GÖRMÜÞLER

Afrika'da bir fil ile karýnca arkadaþ olmuþlar. Devamlý birlikte geziyorlarmýþ. Bir gün bunlarýn caný sýkýlmýþ. Ne yapacaklarýný düþünmeye baþlamýþlar. Karýnca baþka bir ülkeye gitmeyi teklif etmiþ. Bu fikir filin de aklýna yatmýþ. Ve o gece sýnýra gelmiþler. Karýnca, file: "Ben önden gideyim; sen de beni geriden takip et. Bir þey olursa sana baðýrýrým." demiþ. Baþlamýþlar yürümeye... Ve bir müddet sonra karýncanýn olduðu yerden sesler gelmiþ. Karýnca olanca gücüyle baðýrmýþ: "Fiiil yere yaaaat; beni gördüler!"

Bu fýkra 824 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 21 09 2005/ Son Yayýn Tarihi : 28 09 2005

YAÐMUR

Öðretmen o günkü konusunu bitirmiþti. Dersin bitmesine de on dakika kalmýþtý. Hem bu zamaný deðerlendirmek, hem de çocuklarýn konuyu ne kadar anladýklarýný yoklamak için, herkese birer soru soruyordu:
- Nalan sen söyler misin yavrum? Yaðmur nasýl ve ne zaman yaðar?
Nalan çok duygulu bir cevap verdi:
-Bulutlar üzülüp aðladýklarý zaman, öðretmenim.

Bu fýkra 938 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 13 09 2005/ Son Yayýn Tarihi : 20 09 2005

HANGÝSÝ BÜYÜK?

Öðretmen, sosyal bilgiler dersinde bir öðrenciye sorar:
- Söyle yavrum, denizler mi büyük, karalar mý?
- Karalar öðretmenim.
- Ama nasýl olur?
- Tabiî. Denizlerin altý da karalarla kaplý deðil mi öðretmenim?

Bu fýkra 991 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 09 2005/ Son Yayýn Tarihi : 12 09 2005

BÝR AYRAN DAHA

Temel çay bahçesine gitmiþ garsondan bir ayran istemiþ. Ayraný içtikten sonra fiyatý olan 500.000 TL'yi (50 tane 10.000 TL'yi) üst üste koymuþ, garson tam alýrken paraya vurarak daðýlmasýna yol açmýþ. Ertesi gün gene gelip bir ayran içmiþ. Yine 50 tane 10.000 lirayý üst üste koyup tam garson alacakken daðýtmýþ. Bu olay böyle iki-üç gün tekrarlandýktan sonra, Temel yine çay bahçesine gidip bir ayran içmiþ ama bu sefer 1.000.000 lira vermiþ bu sefer de garson 50 tane 10.000 lirayý üst üste koyup tam Temel alacakken daðýtmýþ. Bunun üzerine Temel sandalyeye tekrar yaslanýp:
- Bana bir ayran daha lütfen, demiþ.

Bu fýkra 923 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 27 08 2005/ Son Yayýn Tarihi : 03 09 2005

SUÇLU

Hakim suçluya sorar:
- Bu adamý niçin dövdün.
- Bana su aygýrý, dedi efendim.
- Ne zaman?
- Bir yýl önce.
- Ama sen onu yeni dövmüþsün.
- Su aygýrýnýn ne olduðunu ilk defa bu hafta öðrendim de.

Bu fýkra 890 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 08 2005/ Son Yayýn Tarihi : 26 08 2005

KARPUZ

Ersin, elini beline koymuþ dalgýn dalgýn yürüyormuþ.
Bu hâl, adamýn birinin dikkatini çekmiþ. Adam onu takip etmeye baþlamýþ.
Ersin, belediye otobüsüne binmiþ. Eli hâlâ belinde, inmiþ yarým saat yürümüþ eli hâlâ belinde.
Onu izleyen adam dayanamamýþ; koþup önüne geçmiþ.
- Ya kardeþim sen deli misin, demiþ.
Ersin:
- Yooo, demiþ.
- Hasta mýsýn, demiþ.
- Yooo, demiþ.
- Seni iki saattir izliyorum. Elin belinde yürüyorsun, demiþ.
Ersin, bir de bakmýþ:
- Vay be! Karpuz düþmüþ ha!

Bu fýkra 1023 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 10 08 2005/ Son Yayýn Tarihi : 18 08 2005

AYDINLIK

Nasreddin Hoca kapýsýnýn önünde
bir þeyler aranýyormuþ. Komþularý:
-Hayrola Hoca efendi, demiþler, bir þey mi yitirdin?
-Mühürüm düþtü de...
-Nerede düþürdün? Söyle, biz de bakýverelim.
-Ýçerde düþürdüm, avluda.
-Avluda yitirilen þey sokakta aranýr mý be Hoca?
-Avlu karanlýk. Burasý daha aydýnlýk da onun için burada arýyorum!

Bu fýkra 933 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 02 08 2005/ Son Yayýn Tarihi : 09 08 2005

ESKÝ KANUN

Öðretmen:
- Çocuklar biliyor musunuz? Dünya üzerinde, yer çekimi kanunu sayesinde duruyoruz.
Öðrenciler:
- Peki öðretmenim, bu kanun kabul edilmeden önce nasýl duruyorduk?

Bu fýkra 1161 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 24 07 2005/ Son Yayýn Tarihi : 01 08 2005

KARISI BÝLÝYORMUÞ

Adamýn biri, trafik kazasýnda yaralanmýþtý. Yardým için gelen polis, adama:
- Adýnýzý söyleyin de karýnýza haber verelim, dedi.
- Gerek yok dedi adam, karým benim adýmý zaten biliyor.

Bu fýkra 969 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 16 07 2005/ Son Yayýn Tarihi : 23 07 2005

RAKAMLAR

Rakamlar yalan söylemez der öðretmen;
- Mesela bir adam, bir evi on iki günde yapabiliyorsa, on iki kiþi bir günde yapabilir.
Ön sýrada oturan Ali defterine bazý iþlemler yaptýktan sonra parmak kaldýrýr.
- Öðretmenim bu takdirde 288 kiþi evi bir saatte, 17. 280 kiþi bir dakikada yapabilir öyle mi?
Öðretmeni Ali'yi þaþkýnlýkla dinlerken Ali devam eder. "Ayný mantýktan bir gemi okyanusu altý günde geçerse, altý gemi de bir günde geçebilir demek ki "

Bu fýkra 1177 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 07 07 2005/ Son Yayýn Tarihi : 15 07 2005

SEN EN ÝYÝSÝNÝ BÝLÝRSÝN

Nasrettin hoca bir gün köyden þehre giderken yorulmuþ tarlanýn kenarýndaki ceviz aðacýnýn altýnda dinleneyim demiþ. Þöyle bir etrafýna bakýnýp aðacýn altýna uzanmýþ. Ve þöyle düþünmüþ.Ey

'ým gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapýnda kocaman kabak var, koskocaman aðaçta küçücük ceviz var, bu nasýl iþ deyip uykuya dalmýþ. Aðaçtan bir ceviz hocanýn kafasýna düþüvermiþ. Ve kafada ceviz büyüklüðünde bir þiþ olmuþ. Hoca hiddetle uyanmýþ ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiþ. Simdi o kabak aðaçta olsaydý benim halim ne olurdu.

Bu fýkra 1534 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 27 06 2005/ Son Yayýn Tarihi : 06 07 2005

KAPLUMBAÐA

Dört kaplumbaða pikniðe çýkmaya karar veriyorlar. Erzaklarý hazýrlayýp yola koyuluyorlar. Bir yýl, iki yýl, beþ, on yýl derken otuz yýl sonra piknik yerine varýyorlar. Hemen erzaklarý çýkarýyorlar, gazozlar yiyecekler herþey ortaya çýkýyor.
Gazozlarda þiþe gazoz. Ve açacak YOK! Tek çözüm birinin eve gidip açacaðý alýp gelmesi. Doðal olarak en genç kaplumbaðayý seçiyorlar. Genç eleman:
- "Giderim, ama bir þartým var" der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hiçbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak.
Diðerleri de bunu kabul eder. Kaplumbaða yola çýkar. Aradan bir, iki, on, yirmi yýl geçer.
Bu arada yaþlý kaplumbaðalardan birisi fenalaþýr, ölmek üzeredir. Arkadaþlar ne yapsa faydasýz. Kaplumbaðanýn son dileði olup olmadýðýný sorarlar. O da:
- Gerçi genç kaplumbaðaya söz verdik ama, þuradaki sarmalardan birtanesini yesem olur mu? der. Diðerleri de kýramaz ve:
- "Elbette" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam aðzýna atacaðý sýrada genç kaplumbaða çalýlarýn arasýndan fýrlar ve baðýrýr:
- Gitmiyorum iþte, gitmiyorum.

Bu fýkra 1209 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 20 06 2005/ Son Yayýn Tarihi : 27 06 2005

AYAKKABI

Adamýn biri ayakkabý almak için maðazaya gitmiþ.
Denediði ve beðendiði ayakkabýlardan birisinin ayaðýný sýktýðýný söylemiþ.
Maðaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açýlýr, demiþ.
Adam:
- Ýyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayým, demiþ.

Bu fýkra 1260 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 13 06 2005/ Son Yayýn Tarihi : 20 06 2005

ÞAPKA

Adamýn biri þapka almak için þapkacýya girmiþ, bir tane denemiþ,

Yanýndakiler:

- Bu seni on yaþ genç gösterdi, bunu al demiþler. Adam istememiþ. Hediye etmek istemiþlerse de

Adam:

- Ýstemiyorum, her çýkarýþta on yaþ ihtiyar görünmek istemiyorum ya!

Bu fýkra 1506 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 06 2005/ Son Yayýn Tarihi : 12 06 2005

ÜÇÜNÜ DE KISA KES

Müþteri sýkkýn bir tavýrla berber dükkânýndaki koltuða oturdu ve söylendi:

-Üçünü de kýsa kes!

-Affedersiniz anlayamadým?

-Yani saçý sakalý ve lâfý...

Bu fýkra 1378 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 27 05 2005/ Son Yayýn Tarihi : 03 06 2005

KALE

Teknik direktör ilk yarý sonrasý soyunma odasýnda oyuncusuna sordu:
- Neden kendi kalene gol attýn?
Oyuncu cevap verdi:
- Lanet olasý kalelerin hepsi birbirine o kadar çok benziyor ki!

Bu fýkra 1360 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 05 2005/ Son Yayýn Tarihi : 26 05 2005

TOP

Arka arkaya gelen on ikinci hezimetten sonra teknik direktör oyuncularýný topladý
ve dedi ki :
- Sanýyorum, bir kez daha en bastan baþlamalýyýz... Simdi, kolumun altýnda
duran þey toptur...
Arka sýrada bir oyuncu konuþmayý kesti:
- Bir kere yakýndan görebilir miyim acaba?

Bu fýkra 1495 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 11 05 2005/ Son Yayýn Tarihi : 18 05 2005

ALLAH BÝLÝYOR

Nasreddin Hoca bir cimri tanýdýðýnýn evine gittiðinde tanýdýðý ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiþ.
Nasreddin Hoca bayat ekmeði diþi kesmeyince sinirinden balý kaþýkla yemeye baþlamýþ. Ev sahibinin gözü yerinden oynamýþ:
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanýn içini sýyýrýr, demiþ.
Nasreddin Hoca hiç ses çýkarmadan balý bitirmiþ ve:
-Kimin içinin sýyrýldýðýný

biliyor, demiþ.

Bu fýkra 1701 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 02 05 2005/ Son Yayýn Tarihi : 10 05 2005

MERMER

Öðretmen sordu:
-Ülkemizde mermer en çok nerelerde bulunur?
Çocuk cevap vermiþ:
-Merdivenlerde, eþiklerde, masa üstlerinde bulunur öðretmenim.

Bu fýkra 1766 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 21 04 2005/ Son Yayýn Tarihi : 30 04 2005

NEREYE?

Nasreddin Hoca bir gün eþeðine binmiþ. Eþeðin inadý tutmuþ. Bir türlü eþeðin baþýný gideceði yöne çevirememiþ. Bunu gören komþusu:

-Nereye gidiyorsun Hocam, diye sormuþ.

Hoca'da:

- Eþeðin istediði yere, demiþ.

Bu fýkra 1570 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 13 04 2005/ Son Yayýn Tarihi : 20 04 2005

BÝZ DE KÝBÝR YOKTUR

Nasreddin Hoca'ya yapýlan þakalar tükenip bitmezdi. Akþehir'liler bir gün Hoca'ya takýlýr ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katýnda ulu bir kiþi olduðun söylenir aslý var mýdýr?
Hoca'nýn böyle bir iddiasý elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar;
-Her hâlde öyle olmalý.
-Böyle kiþiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanýtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim!
Hoca;
-Pekâla þimdi size bir numara yapalým der karþýsýnda durmakta olan çýnar aðacýna;
-Ey ulu çýnar çabuk yanýma gel!...
Tabiî ne gelen aðaç var ne giden. Hoca yürümeye baþlar aðacýn yanýna varýr. Akþehir'liler;
-Ne oldu Hoca aðacý getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce,
Hoca;
-Bizde kibir yoktur, dað yürümezse abdal yürür der.

Bu fýkra 1122 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 03 04 2005/ Son Yayýn Tarihi : 09 04 2005

AYAKKABI

Adamýn biri ayakkabý almak için maðazaya gitmiþ.
Denediði ve beðendiði ayakkabýlardan birisinin ayaðýný sýktýðýný söylemiþ.
Maðaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açýlýr, demiþ.
Adam:
- Ýyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayým, demiþ.

Bu fýkra 1564 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 26 03 2005/ Son Yayýn Tarihi : 02 04 2005

RESÝM

Leyla, aðacýn altýna oturmuþ resim yapýyordu. Babasý kýzýn elindeki bomboþ kaðýdý görünce sordu:
-Leyla, ne resmi yapýyorsun bakayým?
Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?
-Yiyecek bir þey kalmayýnca o da gitti.

Bu fýkra 1196 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 03 2005/ Son Yayýn Tarihi : 25 03 2005

TELEFON NUMARASI

Öðretmen sýnýfa girer girmez Melek parmaðýný kaldýrdý.
Öðretmen:
- Ne istiyorsun? diye sordu.
- Tarih kitabýnda Kristof Kolomb'un yanýna niçin 1451-1506 koyduklarýný anlayamadým.
Hakký parmaðýný kaldýrdý.
Öðretmen, Hakký'nýn bir þey bildiðini sanarak sordu.
- Sen biliyor musun?
- Evet, öðretmenim.
- Öyleyse söyle bakalým.
- Bu onun telefon numarasýdýr, öðretmenim.

Bu fýkra 1076 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 12 03 2005/ Son Yayýn Tarihi : 18 03 2005

LATÝNCESÝ

Hasta doktora derdini anlattý:
- Sabahlarý bir türlü yataktan kalkamýyorum. Caným çalýþmak da istemiyor.
Doktor:
- Þikayetiniz bunlar mý?
Hasta:
- Evet
Doktor:
- Bunun adý tembellik.
Hasta:
- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayým demek için bunun Latince bir adý yok mu?

Bu fýkra 1635 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 05 03 2005/ Son Yayýn Tarihi : 11 03 2005

SEN EN ÝYÝSÝNÝ BÝLÝRSÝN

Nasrettin Hoca bir gün köyden þehre giderken yorulmuþ.
Tarlanýnýn kenarýndaki ceviz aðacýnýn altýnda dinleneyim demiþ.
Þöyle bir etrafýna bakýnýp aðacýn altýna uzanmýþ ve þöyle düþünmüþ:
- Ey

'ým gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapýnda kocaman kabak var,
koskocaman aðaçta küçücük ceviz var. Bu nasýl iþ deyip uykuya dalmýþ.
Aðaçtan bir ceviz hocanýn kafasýna düþüvermiþ.
Hocanýn kafasýnda ceviz büyüklüðünde bir þiþ olmuþ. Hoca hiddetle uyanmýþ ve:
- Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiþ. Þimdi o kabak aðaçta olsaydý benim halim nolurdu.

Bu fýkra 1270 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 26 02 2005/ Son Yayýn Tarihi : 04 03 2005

ÜÇÜ BÝR ARADA

Müþteri sýkkýn bir tavýrla berber dükkânýndaki koltuða oturdu ve söylendi:
-Üçünü de kýsa kes!
-Affedersiniz anlayamadým?
-Yani saçý sakalý ve lâfý...

Bu fýkra 839 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 02 2005/ Son Yayýn Tarihi : 25 02 2005

ÇÖMLEK HESABI

Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleðin içine her gün bir taþ atar, Hoca. Bir avuç taþ doldurur çömleðin içine Hoca'nýn yaramaz oðlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaþlarý: "Bugün Ramazan'ýn kaçý acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Þimdi eve gider öðrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.

Çömleði boþaltýr; bir sayar, iki sayar... Taþlarýn yüz yirmi beþ tane olduðunu görür. Þaþkýn bir hâlde döner arkadaþlarýnýn yanýna Hoca. "Arkadaþlar, bugün, Ramazan'ýn kýrk beþi" der.

Hoca'nýn bu cevabýna gülüþürler arkadaþlarý. Aralarýndan biri:

"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ýn kýrk beþi olur mu?" diye itiraz eder.

Hoca, biraz þaþkýnlýk biraz da kýzgýn bir ifadeyle: "Ben yine insaflý davrandým. Benim çömlek hesabýna bakacak olursak; bugün Ramazan'ýn yüz yirmi beþi!" der.

Bu fýkra 0 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 12 02 2005/ Son Yayýn Tarihi : 18 02 2005

HEPSÝ BU KADAR MI?

Küçük Aylin'e teyzesi bir milyon lira vermiþti. Küçük kýz bir þey demeden parayý cebine attý. Bunun üzerine annesi söze karýþtý.
-Aylin, teyzene ne demen lazým?
Aylin cevap vermedi. Anne bunun üzerine yardým etmek istedi.
-Baban bana para verdiði zaman ben ne diyorum?
Birden gözleri parlayan Aylin:
-Hepsi bu kadar mý? diye atýldý.

Bu fýkra 1127 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 05 02 2005/ Son Yayýn Tarihi : 11 02 2005

GARANTÝ

Bir maðazadan televizyon çalan adamýn mahkemesi yapýlýyordu. Hakim, verilen cezayý açýkladý:
- Bir yýla mahkum oldunuz.
Adam gayet rahat bir þekilde söze karýþtý:
- Biliyordum zaten bir yýl olacaðýný.
Hakim þaþýrmýþtý:
- Nasýl yani? Nereden biliyordun?
Adam cevap verdi:
- Çünkü televizyonun üzerinde "bir yýl garanti" yazýyordu.

Bu fýkra 1318 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 29 01 2005/ Son Yayýn Tarihi : 04 02 2005

BENZERLÝK

Öðretmen, okullar açýldýðý sýrada bir öðrenciye:
“Geçen yýl bu sýnýfta sana çok benzeyen biri vardý. Ýkiz kardeþin miydi acaba?”
Çocuk boynu bükük bir þekilde, mýrýldanýr gibi cevap verdi:
“Hayýr efendim, ben sýnýfta kaldým da.”

Bu fýkra 905 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 22 01 2005/ Son Yayýn Tarihi : 28 01 2005

NASÝHAT

Annesi Metin’e nasihat ediyordu.
“Oðlum, derslerini günü gününe yap. Bugünün iþini hiçbir zaman yarýna býrakmamalýsýn.”
Bunun üzerine Metin yerinden kalktý.
Annesi sordu:
“Nereye gidiyorsun? Lafýmý dinlesene!”
Metin hemen cevabý yapýþtýrdý:
“Yarýna kalan kadayýfý yemeye…”

Bu fýkra 1384 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 15 01 2005/ Son Yayýn Tarihi : 21 01 2005

SON DÝÞLER

Öðretmen, öðrencilerine sordu:
“Söyleyin bakalým çocuklar en son çýkan diþ hangisidir?”
Sýnýfta uzun bir sessizlik oldu, sonra bir öðrenci parmaðýný kaldýrýp cevap verdi:
“En son takma diþler çýkar öðretmenim!”

Bu fýkra 1700 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 08 01 2005/ Son Yayýn Tarihi : 14 01 2005

EMEKLÝ OLACAÐIM!

Öðretmen, öðrencilerine soruyordu:
“Fatma, büyüyünce ne olacaksýn?”
“Hemþire olacaðým.”
“Sen olacaksýn Mustafa?”
“Subay olacaðým.”
“Sen Murat?”
“Öðretmen.”
Sýra, Sedat’a geldi:
“Sedat, büyüyünce sen ne olacaksýn?”
“Emekli olacaðým…”

Bu fýkra 1598 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 01 01 2005/ Son Yayýn Tarihi : 07 01 2005

ÞURUP

Ýkinci gün tekrar muayeneye gelen hastasýna, doktor sorar:
"Ee bugün nasýlsýnýz bakalým, verdiðim öksürük þurubunu içtiniz mi?"
"Ýnanýn doktor bey, tadýna baktým, sonra öksürmeyi tercih ettim."

Bu fýkra 1642 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 25 12 2004/ Son Yayýn Tarihi : 31 12 2004

ÖRDEK ÇORBASI

Bir gün Nasrettin Hoca pýnar baþýnda bir sürü yabani ördek görür. Hoca yakalamak için koþtuðunda ördekler ondan önce davranýp kaçarlar. Ördeklerin peþinde koþmaktan yorulan Nasrettin Hoca eline bir parça ekmek alarak suya batýrýp yemeye baþlamýþ.Oradan geçen bir adam Hoca’nýn bu þekilde ekmek yemesini görünce þaþkýn bir þekilde:
-Hocam, burada ne yapýyorsunuz, der. Hoca gayet doðal bir þekilde elindeki ekmeði gösterip:
-Ördek çorbasý yiyorum, der.

Bu fýkra 1519 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 18 12 2004/ Son Yayýn Tarihi : 24 12 2004

GETÝR BARÝ...

Bir gün rüyasýnda Hoca’ya dokuz akçe vermiþler. Hoca illaki on akçe olsun derken uyanmýþ. Bakmýþ ki elinde hiçbir þey yok; gözlerini hemen kapayýp elini uzatmýþ ve piþman bir þekilde:
“Getir bari dokuz akçe olsun.” demiþ.

Bu fýkra 1513 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 11 12 2004/ Son Yayýn Tarihi : 17 12 2004

MATEMATÝK

Ýki öðrenci aralarýnda konuþuyorlardý:
─ Ben bu matematikten bir þey anlamadým.
─ Neden?
─ Öðretmen geçen gün dört beþ daha dokuz eder demiþti, bunu ezberledim. Bugün de kalkmýþ, altý üç daha dokuz eder, diyor...

Bu fýkra 1104 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 12 2004/ Son Yayýn Tarihi : 10 12 2004

MÝKROPLAR

–Derin nefes almanýn mikroplarý öldürdüðünü biliyor muydunuz
çocuklar?
–Ýyi ama öðretmenim, derin nefes almalarý için mikroplarý nasýl ikna
edeceðiz.

Bu fýkra 1270 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 27 11 2004/ Son Yayýn Tarihi : 03 12 2004

Gri Bulutlar

Öðretmen, bulutlarýn yeryüzündeki sularýn buharlaþmasýndan oluþtuðunu uzun uzun anlattýktan sonra ön sýralarda oturan öðrencilerden birine þu soruyu sordu:
- Söyle bakalým oðlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düþündü, yutkundu, bir þey diyemedi. Onun yanýnda oturan, parmak kaldýrarak þu cevabý verdi:
- Kirli sulardan olur öðretmenim!

Bu fýkra 1259 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 20 11 2004/ Son Yayýn Tarihi : 26 11 2004

Alçak Köprü

Kamyon þoförü otoyolda giderken: 'Dikkat alçak köprü!' yazýsýný görmesiyle köprünün altýna sýkýþmasý bir olmuþ.
Son derece sinirlenmiþ ikaz levhasýnýn daha köprüye gelmeden önce konulmamasýna. Otoyol kapanmýþ, arkasýnda kilometrelerce araç birikmiþ, haber vermesine raðmen ekip saatler sonra gelmiþ, içeriden aðýr adýmlarla bir polis inmiþ, kamyonun yanýna gelip ellerini beline koymuþ:
-Sýkýþtýn ha, demiþ.
- Hayýr Memur Bey. Bu köprüyü taþýyordum, mazotum bitti.

Bu fýkra 1001 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 13 11 2004/ Son Yayýn Tarihi : 19 11 2004

Ýkinci Lisan

Fare bir peynir kokusu duyup, kafasýný dýþarý uzatmýþtý. Fakat bunun kedinin bir tuzaðý olabileceðini düþünüp dýþarý çýkmadý.
Bekledi ve biraz sonra "miyav" diye bir ses duydu. Ertesi gün de peynir kokusunu aldý ve "miyav" sesini duydu, yerinden çýkmadý. Sonraki gün "hav hav" diye bir ses duydu ve kedinin ortalarda olmadýðýný anlayarak dýþarý çýktý. Çýkmasýyla pençe yemesi bir oldu.
Kedinin tuzaðýna düþmüþtü. Kedi yerde baygýn yatan fareyi yanýndaki yavrusuna gösterip þöyle dedi:
-Bak yavrum, sana dememiþ miydim, ikinci lisan çok önemli.

Bu fýkra 1226 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 06 11 2004/ Son Yayýn Tarihi : 12 11 2004

Ayakkabý

Adamýn biri ayakkabý almak için maðazaya gitmiþ. Denediði ve beðendiði ayakkabýlardan birisinin ayaðýný sýktýðýný söylemiþ.
Maðaza sahibi de:
- Bir hafta sonra açýlýr, demiþ.
Adam:
- Ýyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayým, demiþ.

Bu fýkra 1142 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 30 10 2004/ Son Yayýn Tarihi : 05 11 2004

NASIL?

Öðretmen ders anlatýyordu:
-Günümüzden yýllarca yýl önce para denen þey yokmuþ çocuklar. Ýnsanlar alýþveriþ yapmak istedikleri zaman, karþýlýðýnda malýna göre ya yumurta ya da buðday ya inek ya da deðerine göre baþka bir þey verirlermiþ.
Ersin, parmaðýný kaldýrdý ve söz aldý:
- Ýyi de öðretmenim, o zamanýn insanlarý bütün bunlarý cüzdanlarýnda nasýl taþýrlarmýþ?

Bu fýkra 1114 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 23 10 2004/ Son Yayýn Tarihi : 29 10 2004

DONDURMA

Ahmet, dýþarýdan hýzla eve girdi:
-Anne, bana para verir misin?
-Ne yapacaksýn parayý?
-Dýþarýdan bir adamcaðýza vereceðim.
-Aferin oðlum. Nerede bu adam, göster bakalým.
-Dýþarýda anne, dondurma satýyor.

Bu fýkra 1125 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 16 10 2004/ Son Yayýn Tarihi : 22 10 2004

Memnuniyet

Babasýyla Ali konuþuyordu:
Babasý: Benim küçüklüðümde babam öyle zengin deðildi. Soframýzda öyle sizin yediðiniz gibi çeþit çeþit yemekler bulunmazdý.
Küçük Ali hemen atýldý:
- Öyleyse þimdi bizim evde olduðundan memnunsundur. Deðil mi babacýðým?

Bu fýkra 1058 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 09 10 2004/ Son Yayýn Tarihi : 15 10 2004

Bozukmuþ

Ufaklýk, az önce çikolata aldýðý dükkândan içeri girdi.
“Bakkal amca, deminki çikolata bozukmuþ paramý geri ver.”
“Ýyi ama yemiþsin bile…”
“Elbette, yemeden bozuk olduðunu nereden anlayacaktým ki?”

Bu fýkra 939 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 02 10 2004/ Son Yayýn Tarihi : 08 10 2004

BENZERLÝK

Evlerine gelen misafir, küçük Can’ý kucaðýna almýþ, seviyordu:
-

baðýþlasýn, ne güzel çocuk! Aðzý týpký babasýnýn aðzý. Gözleri ayný annesinin gözleri. Burnu da ablasýnýn burnu.
Misafiri ilgiyle dinleyen Can söze karýþtý:
-Pantolon da aðabeyimin pantolonu teyze!

Bu fýkra 778 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 25 09 2004/ Son Yayýn Tarihi : 01 10 2004

ÖBÜR YARISI

Kütüphane memuru, öðrenciye:
- Bu kitaptan yararlanýrsanýz ödevinizin yarýsýný yapmýþ olursunuz, dedi.
Öðrenci sevinçle haykýrdý:
- O halde ayný kitaptan iki tane lütfen!

Bu fýkra 735 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 18 09 2004/ Son Yayýn Tarihi : 24 09 2004

BÝLMECE

Öðretmen Rýza’ya sordu:
- Dünya yuvarlak mýdýr?
- Hayýr öðretmenim.
- Nasýl olur, düz mü yani?
- O da deðil.
- Peki nasýl?
- Babamýn dediðine bakýlýrsa karmakarýþýk.

Bu fýkra 563 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 11 09 2004/ Son Yayýn Tarihi : 17 09 2004

ÜZÜNTÜNÜN NEDENÝ

- Beni ne kadar seviyorsun abi?
- Dünyalar kadar!
Çocuk üzüldü, suratý asýldý. Aðabeyi sordu:
- Neden üzüldün kardeþim?
- Geçen gün babam, “Bu dünya beþ para etmez.” demiþti de…

Bu fýkra 487 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 09 2004/ Son Yayýn Tarihi : 10 09 2004

KARANLIK

Erol, pek korkak bir çocuktu. Karanlýktan ödü kopardý. Babasý da onu daima bu kötü huyundan vazgeçirmek istiyordu. Onun için Erol’a bir akþam:
- Oðlum, yandaki odada gözlüðümü unutmuþum, git getiriver dedi.
Erol, pek onurluydu, korkuyorum, gidemem diyemedi. Kalbe kuvvet olsun diye oyuncaklarý arasýndan, kaplaný alýp gitti. Fakat biraz sonra aðlamaklý bir sesle geri döndü:
- Babacýðým, babacýðým, dedi. Þu kaplan çok korkak, bir türlü gitmek istemiyor.

Bu fýkra 517 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 28 08 2004/ Son Yayýn Tarihi : 03 09 2004

TÜNEL

Tren yaðmurlu bir havada ilerliyordu. Selma pencereden dýþarýsýný seyrederken tren bir tünele girdi.
Selma, annesine döndü ve sevinçle dedi ki:
- Anne bak! Tren ýslanmamak için þemsiyenin altýna girdi.

Bu fýkra 435 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 21 08 2004/ Son Yayýn Tarihi : 27 08 2004

DÝÞ

Öðretmen, tabiat bilgisi dersinde uzun uzun, diþleri anlatmýþtý. Dersin sonuna doðru dersi hiç dinlememiþ bir öðrenciye sordu:
- Kaç türlü diþ vardýr?
Öðrenci biraz düþündükten sonra:
- Saðlam diþ, çürük diþ, takma diþ diye cevap verdi.

Bu fýkra 396 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 14 08 2004/ Son Yayýn Tarihi : 20 08 2004

IRMAK

Irmaðýn kýyýsýnda küçük bir çocuk oynuyordu. O sýrada oradan geçen bir adam çocuða sordu.
-Yavrum, bu ýrmaktan karþýya geçilir mi?
-Geçilir amca, dedi çocuk.
Adam, ayakkabýlarýný çýkardý, pantolonunu çekerek ýrmaða girdi. Birkaç adým atýnca su boðazýna kadar geldi. Az kalsýn boðulacaktý.

Kendini kurtarýp öfkeyle çocuðun yanýna vardý.

- Hani ýrmaktan geçiliyordu? diye baðýrdý. Neredeyse boðuluyordum!
Çocuk biraz düþündü, sonra cevap verdi:

- Çok tuhaf! Demin bir ördek geçti, hiçbir þey olmadý.

Bu fýkra 434 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 07 08 2004/ Son Yayýn Tarihi : 13 08 2004

ÜZÜNTÜNÜN NEDENÝ

- Beni ne kadar seviyorsun abi?
- Dünyalar kadar!
Çocuk üzüldü, suratý asýldý. Aðabeyi sordu:
- Neden üzüldün kardeþim?
- Geçen gün babam, “Bu dünya beþ para etmez.” demiþti de…

Bu fýkra 0 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 04 08 2004/ Son Yayýn Tarihi : 10 08 2004

SAAT

Baba oðluna:
- Oðlum, dedi. Saatim durmuþ, yarýn hatýrlat da saatçiye býrakýp temizlettireyim.
- Ah babacýðým, saatçiye kadar yorulmana hiç lüzum yok. Biz saatini bugün kardeþimle beraber temizledik.
- Nasýl temizlediniz?
- Annem çamaþýr yýkýyordu, bir tas sýcak sabunlu su aldýk, saatinizi güzelce yýkadýk

Bu fýkra 491 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 31 07 2004/ Son Yayýn Tarihi : 06 08 2004

NE YAPAR?

Öðretmen, Fatma’ya sordu:
“ Altý elma ile beþ portakal ne yapar?”
Fatma:
“ Vitamin yapar öðretmenim.”diye cevap verdi.

Bu fýkra 420 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 17 07 2004/ Son Yayýn Tarihi : 23 07 2004

DURUMU ÝYÝYMÝÞ

Babasý, Özcan’a sordu:
“Sýnýfta durumun nasýl?”
“Çok iyi babacýðým. Sobanýn yanýnda oturuyorum.”

Bu fýkra 742 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 10 07 2004/ Son Yayýn Tarihi : 16 07 2004

DÜNYA KAÇ METRE?

Arkadaþlarýndan biri hocaya sorar:
- Hocam dünya kaç metre?
Tam o sýrada yanlarýndan bir cenaze geçmektedir. Hoca onu göstererek:
-Ona sor! Bak, ölçmüþ, biçmiþ, gidiyor.

Bu fýkra 1061 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 03 07 2004/ Son Yayýn Tarihi : 09 07 2004

KANATLI DEVELER

Günlerden bir gün, Nasrettin Hoca camide vaaz verirken: - "Ey cemaat", der. "

, deveyi kanatlý yaratmadýðý için hepimiz durmaksýzýn, sürekli þükredelim. Yoksa damlarýmýz çoktan baþýmýza yýkýlmýþtý..

Bu fýkra 1057 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 26 06 2004/ Son Yayýn Tarihi : 02 07 2004

ÖMRÜM YETERSE

Hoca, küçük yaþta da beklenmedik þakalar yapar, etrafýndakileri þaþýrtýrmýþ. Anasý terzi çýraklýðýna vermiþ onu. Bir, iki yýl derken, kadýncaðýz sormuþ:

"Oðlum neler öðrendin? Anlat da sevineyim."

"Olur, anacýðým." demiþ Hoca. "Þimdilik iþin yarýsýný öðrendim. Dikilmiþ þeyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda öðreneceðim."

Bu fýkra 122 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 19 06 2004/ Son Yayýn Tarihi : 25 06 2004

DÖRT AYAKLI ÖRDEK

Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kýþýnýn esnediðini ve bir kýsmýnýn uyukladýðýný fark etti. Bunun üzerine þöyle konuþmaya baþladý:
-Bir sabah, Akþehir'den dýþarý çýkmýþtým. Çayýn kenarýnda dört ayaklý ördekler su içiyorlardý...
Dört ayaklý ördek sözünü iþiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yý dikkatle dinlemeye baþladý. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
Yahu!... Siz nasýl adamlarsýnýz. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açýldý...

Bu fýkra 21 defa okundu.
Ýlk Yayýn Tarihi : 12 06 2004/ Son Yayýn Tarihi : 18 06 2004

KUYUYA DÜÞEN AY

Bir gece Nasreddin Hoca kuyudan su almaya gider. Bakar ki ay kuyuya düþmüþ. Hoca:
Kadýn kadýn, diye hanýmýna baðýrýr. Bana çabuk bir kanca getir yoksa ay boðulup ölecek.'

Karýsý kancayý getirir. Nasreddin Hoca kancayý kuyuya atar çeker çeker kanca gelmez. Hoca, "galiba ay'ý tuttum" der. Kancanýn ipi gerilir gerilir ve kopar. Sýrt üstü düþen Nasreddin Hoca gökyüzünde ay'ý görür.

-Düþtük düþmesine ama ayý da kurtardýk, der

İsmail42 paylaşımın için çok teşekkürler fakat bu konunun başlığı "nasrettin hoca fıkraları olduğu için bazı paylaşımların gereksiz olmuş.Ama emeğe saygım var eline sağlık Selam ve dua ile

Gönderen: 07.02.2007 - 11:02

	--_--Akrep--_--

1938 Mesaj -

olsun bunları buldum sadece

Gönderen: 07.02.2007 - 11:03

	LaLL

RE:

535 Mesaj -

Alıntı
Orijınalı ismail42

olsun bunlarý buldum sadece

Eline sağlık...

Gönderen: 07.02.2007 - 11:04

	--_--Akrep--_--

1938 Mesaj -

bir şey degil

Gönderen: 07.02.2007 - 11:05

	<<MA>>

541 Mesaj -

vallahi çok güzel olmuş harika birşeydi bence...

Gönderen: 07.02.2007 - 20:49

	~Nisan Yaðmuru~

4929 Mesaj -

Gonca Dergisi alıntısı..

Gönderen: 07.02.2007 - 20:53

~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara

~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle

	<<MA>>

541 Mesaj -

hangisi gonca dergisi alıntısı öyle birden alıntı deyince kime dedin anlayamadım

Gönderen: 07.02.2007 - 21:10

	--_--Akrep--_--

1938 Mesaj -

google den gir gonca diye ordan bulduk

Gönderen: 08.02.2007 - 09:11

	~Nisan Yaðmuru~

4929 Mesaj -

Evet...

Gönderen: 08.02.2007 - 10:38

	~BaraN~

521 Mesaj -

gercektende güzel ama fıkra kitabmı kaybettim

Gönderen: 08.07.2007 - 15:38

	==>MiYaSe<==

3648 Mesaj -

Gönderen: 08.07.2007 - 16:31

==>MiYaSe<== üyenin diger mesajlarini ara

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfalar (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 323 Misafir online. En son üyemiz: yaz gülü
959 üye ile 21.12.2024 - 23:49 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Sayfa 0.68250 saniyede açıldı