0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 6     ***     Toplam Konu: 1989     ***     Toplam Mesaj: 41468
  
Forum Anasayfa » DİNİ KONULAR » PEYGAMBERİMİZ...

önceki konu   diğer konu
38 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfalar (1): (1)
Gönderen
Mesaj
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
Konu icon    PEYGAMBERİMİZ...
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Selamunaleyküm arkadaşlar..
Burda peygamberimizin hayatını konu alacağız..
İlk ben yazmaya başlayayım...
Hayatı Ve Gençliği
Hz. Peygamber'in doğumundan iki ay kadar önce babası Abdullah, ticarî bir seferden dönüşünde Yesrib (Medine)'de vefat etmişti. Annesi Amine, Kureyş Kabilesinin kollarından Benû Zühre'nin reisi Vehb b. Abdümenaf'ın kız idi. O sıralarda Mekke eşrafı, çocuklarını çölde bir süt anneye vererek emzirme âdetine sahip oldukları için Hz. Peygamber, kendi annesi Amine tarafından ancak bir kaç kez emzirilmiş, süt anneye verilinceye kadar da amcası Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe, O'na süt annelik yapmıştı. Daha sonra Mekke'ye komşu çöllerde yaşayan Hevâzin kabilesinin kollarından Benû Sa'd'a mensup Halîme bint Ebî Züeyb, uzun süre Hz. Peygamber'e süt emzirmiştir. Mekke eşrafı tarafından Mekke'nin ağır ve sıcak havası çocukların gelişimine ve sağlıklarına zararlı görülüyor; ayrıca hac münasebetiyle her kesimden insanla temas halinde bulunan Mekke'de arap dili, yabancı tesirler altında kalabildiğinden, fesahat ve belâğata önem veren Mekkeliler çocuklarının dili öğrendikleri ilk yıllarının Arapçanın saf ve bozulmamış şekliyle ve olanca fesahat ve belâgatıyla arı duru konuşulduğu badiyelerde geçmesini gerekli görüyorlardı. Bu bakımdan Araplar arasında fasih Arapçaları ile ün yapmış Benû Sa'd kabilesi arasında yaklaşık ilk iki buçuk yılını geçiren Hz. Peygamber, ileride üstleneceği ilâhî risâlet görevi için hem bedenen, hem de ruhen burada hazırlanmış oluyordu. Hz. Peygamber'in kırk yaşından itibâren yürüttüğü İslâm'a davet vazifesi, kabul etmek gerekir ki, aslında meşakkatli, yorucu, bir takım sıkıntıları olan mukaddes bir vazifedir. İşte bu yorucu ve meşakkatli görevi lâyıkıyla yerine getirebilmek için sağlam ve sıhhatli bir bünyeye sahip olmak gerekiyordu. Hz. Peygamber, böylelikle çocukluğunun ilk yıllarında Mekke'nin boğucu sıcak ve sıtmalı havasından uzaklaşmış, suyu ve havası güzel bâdiyede sağlıklı bir şekilde gelişme imkânını bulmuş oluyordu. Diğer taraftan güzel konuşmanın kitleler üzerindeki etkisi malumdur. İleride muhtelif insan kitlelerine muhâtap olacak bir peygamberin şüphesiz iyi bir dil bilgisine sahip olması ve dili, davasının uğrunda en iyi şekilde kullanması gerekiyordu. İşte bu yönlerden Hz. Peygamber henüz çocukluğundan itibâren davet faâliyeti için hazırlanıyordu. Yalnız kendisi henüz o sıralarda ileride peygamber olacağı konusunda hiç bir bilgiye sahip olmadığından, bu hazırlanma O'nun bizzat iradesi ile ve bilerek olmayıp, Cenâb-ı Hakk'ın yönlendirmesi, kontrol ve murâkabe altında tutması şeklinde cereyan ediyordu. Peygamber Efendimizin süt annesi Halime'nin yanında iken vukû bulan "Göğsünün yarılması" (Şerhu's-Sadr veya Şakku's-Sadr) olayını da yine davete hazırlık olarak değerlendirmek gerekir. Bu olayda Hz. Peygamber'in göğsü, görevli iki melek tarafından yarılmış, kalbi çıkarılarak Şeytanın ve nefsin tasallut ve saptırmasından arındırılmış ve Zemzem'le yıkanarak tekrar yerine konulmuştur. Böylece Hz. Peygamber, rûhen davete hazırlanmış oluyordu.
Gönderen: 17.02.2007 - 08:07
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Şerhu's-sadr olayından sonra süt anne halime tarafından Mekke'ye getirilerek öz annesi Amine ve dedesi Abdülmuttalib'e teslim edilen Hz. Muhammed, altı yaşına kadar annesi Amine'nin yanında kaldı. Bu sıralarda Amine, Hz. Peygamber'i de yanına alarak Medine'deki akrabalarını ziyarete gitmişti. Bu vesile ile, altı yıl kadar önce Medine'de ölen eşinin kabrini de ziyaret etmiş olacaktı. Bir ay süren bir misafirlikten sonra Mekke'ye dönerken henüz Medine'den pek fazla uzaklaşmadan Ebvâ denilen köyde Âmine aniden rahatsızlandı ve vefat etti; oraya da defnedildi. Artık hem yetim, hem de öksüz kalan çocuğu bu yolculukta kendilerine refakat eden dadı Ümmü Eymen Mekke'ye getirip dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti. Yaşlı dede, kalben büyük bir muhabbet beslediği bu yavruyu sevgi ve rahmetle iki yıl bağrına bastı. Abdülmuttalib'in temsil ettiği Hâşimoğullarının Mekke'deki itibârı ile Abdülmuttalib'in şahsî özellik, kabiliyet ve ahlâki faziletleri ve özellikle bir zamanlar yeri kaybolan kutsal Zemzem suyunu olgunluk devrelerinden tekrar bulup çıkarmış olması, onun Mekke'de kendisine son derece saygı duyulan, sözüne itibâr ve itâat edilen bir reis hâline gelmesini sağlamıştı. Abdülmuttalib, Kâbe duvarına bitişik olarak sırf kendisine mahsus serilen minderde ve Mekke idare meclisi hüviyetini taşıyan Dâru'n-Nedve'de Mekke halkının çeşitli problemlerini dinler ve çözüm yolları arardı. Dedesi Abdülmuttalib'in yanından hiç ayrılmayan küçük Muhammed, Dâru'n-Nedve'de yapılan idareye ve çeşitli problemlere ait müzâkerelerde de dedesinin yanında bulunuyor ve daha o yaşlarından itibaren zulmün hâkim olduğu Mekke toplumunda ortaya çıkan problemleri, insanların dinî, idârî, iktisadî, ilmî, ictimâî yönlerden nasıl bir bataklığın içinde bulunduklarını yakından görüp idrâk ediyordu.
Gönderen: 17.02.2007 - 08:07
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Hz. Peygamber sekiz yaşına geldiği zaman Abdülmuttalib seksen iki yaşına erişmişti ve yaşlı bünye, uğradığı hastalıklara tahammül edemeyerek bu dünyadan ayrıldı. Abdülmuttalib vefatından önce sevgili torununu oğulları arasında, Hz. Muhammed'in babası Abdullah'la ana-baba bir kardeş olan Ebû Talib'e teslim etmişti. Artık Hz. Muhammed sekiz yaşından yirmibeş yaşına kadar amcası Ebu Talib'in yanında kalmıştır.
Gönderen: 17.02.2007 - 08:07
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Devamıda sizde...
Gönderen: 17.02.2007 - 08:08
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
ok
Gönderen: 17.02.2007 - 09:42
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
http://www.sonsuzluk.org


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ismail42 tarafından, 17.02.2007 - 09:45 tarihinde.
Gönderen: 17.02.2007 - 09:45
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
meKKe_GüLü su an offline meKKe_GüLü  
Moderator
1743 Mesaj -
meKKe_GüLü üyenin alternatif Ego
ay cok güzeller paylasim icin tskler allah razi lsun zwinkern glücklich
Gönderen: 17.02.2007 - 11:35
Bu Mesaji Bildir   meKKe_GüLü üyenin diger mesajlarini ara meKKe_GüLü üyenin Profiline bak meKKe_GüLü üyeye özel mesaj gönder meKKe_GüLü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Sende yaz cnm...
Gönderen: 17.02.2007 - 11:50
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Gelecekte peygamber olacağı hakkında ne kendisinin ne de çevresinin kesin bir bilgisi olmadığından, tâbiîdir ki Hz. Peygamber'in bu devrelerdeki hayatı hakkında fazla bilgimiz yoktur. Ancak sadece Hz. Peygamber'i değil, aynı zamanda diğer Mekkelileri de ilgilendiren bazı olaylarda Hz. Peygamber'in aldığı yer ve oynadığı rol, kaynaklarımızda tespit edilmiştir. Bu devreye ait mevcut bilgiler arasında şüphesiz önemli olanlarından birisi, Hz. Peygamber'in Râhib Bahîrâ ile karşılaşması meselesidir. Hz. Peygamber on iki yaşlarında iken amcası Ebû Tâlib ile birlikte Şam'a doğru yol alan ticarî bir kervana katılmış ve kafile Şam yakınlarında Busrâ adlı bir mevkide mola verdiği zaman buradaki manastırda bulunan Bahirâ adlı râhib, İslâm kaynaklarına göre Hz. Peygamber'deki özelliklere bakarak O'nun ileride çıkması beklenilen son peygamber olabileceği kanâatine varmıştı. Müsteşrikler bu olayı kendi yanlı bakış açıları ile ele alarak İslâm'ın doğuşunda Hristiyan rûhiyâtının etkileri olduğunu, Râhib Bahîrâ'nın dinî telkinlerinin tesirinde kalan Hz. Muhammed'in bu dinî şuuru geliştirerek ileride İslâm'ı ortaya attığını iddia ederlerse de, İslâmiyet'in temelini oluşturan tevhid akidesi ile Hristiyanlığın temeli olan teslis * inancının aslâ bağdaşamaz bir karakterde oluşu, İslâm'ın Hristiyanlık'da mevcut teslis düşüncesini şirk olarak kabul etmesi, bu iddiânın ne derece asılsız ve gülünç olduğunun en açık delillerindendir (geniş bilgi için bkz. Bahîrâ maddesi).
Gönderen: 17.02.2007 - 11:57
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Hz. Peygamber, bu ilk seferin ardından daha sonraki yıllarda diğer amcaları ile birlikte Mekke. dışına yapılan bazı ticari seferlere katılmış, muhtelif bölgelerde yaşayan insanların farklılık arzeden dinleri, örf ve âdetleri, hal ve vaziyetleri hakkında bilgi sahibi olmuştur. Peygamber Efendimizin daha sonraları İslâm'ı tebliğ ederken bu bilgilerinden istifade etmesi tabiî olduğuna göre cereyan eden bu olayları da O'nun peygamberliğe ilmen hazırlanması olarak değerlendirmek gerekir.
Gönderen: 17.02.2007 - 12:04
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Geçim sıkıntısı çeken amcası Ebû Tâlib'e yardımcı olmak için gençlik yıllarında Mekkelilere ücretle çobanlık yapan Hz. Muhammed, çobanlığı sırasında Mekke'nin dağdağalı, debdebeli, şirkin hâkim olduğu havasından uzaklaşarak tabiatla karşı karşıya gelmiş, bu anlarda muhakeme ve idrâk gücü gelişerek herşeyin yaratıcısı olan Cenab-ı 'ın varlığı ve birliğini, O'na eşler koşmanın sapıklık olduğunu iyice kavramış, karşılaştığı bir takım sıkıntı ve meşakkatler O'nu rûhen olgunlaştırmıştı. Çobanlık yaptığı günlerden birisinde sürüsünü bir çoban arkadaşına emanet ederek Mekke'de tertiplenen gece eğlencelerini seyretmek için kırdan şehire inen Hz. Peygamber, eğlence yerine gelip oturur oturmaz Cenâb-ı Hakk'ın kendisine verdiği bir uyku ile, içkilerin içildiği, oyunların oynandığı, ahlâksızlıkların yapıldığı bu işret âlemini seyretmekten dahi alıkonulmuştu. Bir başka sefer yine böyle bir eğlenceyi seyretme arzusu aynı şekilde engellenmiş; artık bir daha da Hz. Peygamber böyle bir şeye teşebbüs etmemiş, istek de duymamıştı.
Gönderen: 17.02.2007 - 12:05
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Hz. Hatice ile evliliğinden sonra Peygamber Efendimiz ailenin geçimini ticaret yoluyla sağlamaya çalışmış, bazan ortaklık yoluyla, bazan müstakil olarak ticaret yapmıştı Hz. Muhammed, bu ticarî muamelelerindeki dürüstlüğü, doğru sözlülüğü, ahde vefası, âdil ve âlicenâb davranışları, herkes hakkında iyimser davranıp elinden gelen iyilik ve yardımı yapması, yoksulun, muhtacın elinden tutması, yakınlarına ve akrabalarına karşı gösterdiği ilgi, ahlâkî olgunluk ve rûhî üstünlükleri ile derhal temâyüz etmiş, çevrede herkesin güvenip itibar ettiği, sayıp sevdiği bir kişi hâline gelmişti. Bu sebeple Mekkeliler kendisine "el-Emîn = güvenilir kişi" lâkabını vermişlerdi.
Gönderen: 17.02.2007 - 12:07
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego

Gönderen: 17.02.2007 - 12:07
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
off çok güzelll...
Gönderen: 17.02.2007 - 13:29
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
huzeyfe su an offline huzeyfe  
242 Mesaj -
huzeyfe üyenin alternatif Ego
super hinterhältig
Gönderen: 17.02.2007 - 16:47
Bu Mesaji Bildir   huzeyfe üyenin diger mesajlarini ara huzeyfe üyenin Profiline bak huzeyfe üyeye özel mesaj gönder huzeyfe üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
meKKe_GüLü su an offline meKKe_GüLü  
Moderator
1743 Mesaj -
meKKe_GüLü üyenin alternatif Ego
niye kizdin canim ismail sen niye offf dedin gelangweilt
Gönderen: 17.02.2007 - 18:28
Bu Mesaji Bildir   meKKe_GüLü üyenin diger mesajlarini ara meKKe_GüLü üyenin Profiline bak meKKe_GüLü üyeye özel mesaj gönder meKKe_GüLü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sugar Girl su an offline Sugar Girl  
71 Mesaj -
Sugar Girl üyenin alternatif Ego
ewet niyegelangweilt

Çok Güzel Olmuş ellerine sağlık.
Gönderen: 17.02.2007 - 18:49
Bu Mesaji Bildir   Sugar Girl üyenin diger mesajlarini ara Sugar Girl üyenin Profiline bak Sugar Girl üyeye özel mesaj gönder Sugar Girl üyenin websitesini ziyaret et Sugar Girl üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
yani çok güzel olmuşşşşşşşş.
Gönderen: 17.02.2007 - 22:06
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Saol canım..Arkadaşlar hepinizden razı olsun..
Gönderen: 28.03.2007 - 16:45
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
==>MiYaSe<== su an offline ==>MiYaSe<==  
3648 Mesaj -
==>MiYaSe<== üyenin alternatif Ego
paylastigin icin allah razi olsun cnm
ben guzellerini bulsam yazarim ama cok zor ya
Gönderen: 28.03.2007 - 22:37
Bu Mesaji Bildir   ==>MiYaSe<== üyenin diger mesajlarini ara ==>MiYaSe<== üyenin Profiline bak ==>MiYaSe<== üyeye özel mesaj gönder ==>MiYaSe<== üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
http://www.sonsuzluk.org diye bir site var.Ordan bulabilirsin
Gönderen: 29.03.2007 - 08:11
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
<<MA>> su an offline <<MA>>  
541 Mesaj -
<<MA>> üyenin alternatif Ego
çok güzeller razı olsun
Gönderen: 29.03.2007 - 18:20
Bu Mesaji Bildir   <<MA>> üyenin diger mesajlarini ara <<MA>> üyenin Profiline bak <<MA>> üyeye özel mesaj gönder <<MA>> üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Devamını bekliyorum sizlerden...
Gönderen: 14.04.2007 - 13:19
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
+^^DoLuNaY^^+ su an offline +^^DoLuNaY^^+  
1412 Mesaj -
+^^DoLuNaY^^+ üyenin alternatif Ego
allah razı olsunnnn
Gönderen: 14.04.2007 - 23:37
Bu Mesaji Bildir   +^^DoLuNaY^^+ üyenin diger mesajlarini ara +^^DoLuNaY^^+ üyenin Profiline bak +^^DoLuNaY^^+ üyeye özel mesaj gönder +^^DoLuNaY^^+ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Saol canım..bäh
Gönderen: 15.04.2007 - 08:24
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
==>MiYaSe<== su an offline ==>MiYaSe<==  
3648 Mesaj -
==>MiYaSe<== üyenin alternatif Ego
sprrr allah razi olsun cnmm benim yaa
cok guzel olmus
ellerine saglik
Gönderen: 17.04.2007 - 06:59
Bu Mesaji Bildir   ==>MiYaSe<== üyenin diger mesajlarini ara ==>MiYaSe<== üyenin Profiline bak ==>MiYaSe<== üyeye özel mesaj gönder ==>MiYaSe<== üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Saol canım..bäh
Gönderen: 17.04.2007 - 07:28
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
xXYaSoCXx su an offline xXYaSoCXx  
RE:
2947 Mesaj -
xXYaSoCXx üyenin alternatif Ego
Alıntı
Orijınalı --->MiYaSe<---

sprrr allah razi olsun cnmm benim yaa
cok guzel olmus
ellerine saglik


Gönderen: 17.04.2007 - 14:38
Bu Mesaji Bildir   xXYaSoCXx üyenin diger mesajlarini ara xXYaSoCXx üyenin Profiline bak xXYaSoCXx üyeye özel mesaj gönder xXYaSoCXx üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Saol sende canım..
Gönderen: 17.04.2007 - 16:05
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
. Peygamber'in otuz beş yaşında iken meydana gelen Kâbe tâmiri olayı ve bu olay sırasında el-Haceru'l-Esved'in* yerine konması meselesinde Mekke sülâleleri arasında çıkan ve kanlı bir çatışmaya dönüşme temâyülü gösteren anlaşmazlığı herkesi memnun edecek bir tarzda ve âdil bir şekilde çözmesi, O'na duyulan güveni daha da artırmıştı.


'ın mukaddes evi Kâbe'nin tâmiri dolayısıyla herkeste olduğu gibi Hz. Muhammed'de de dinî duygu ve heyecanlar şüphesiz harekete geçmiştir. Bu sebeple O'nda bu yıllardan itibâren Rabbi ile başbaşa kalma arzusu görülür. Bir de buna toplum içinde işlenen haksızlıklar, zulümler, ahlâksızlıklar, din adına icrâ edilen sapıklık ve akılsızlıklar eklenecek olursa, Hz. Muhammed'in böylesi câhilî bir toplumdan kendisini uzak tutarak yalnız, sessiz, sakin bir mağarada bir süre uzlete çekilmesinin sebebi daha iyi anlaşılır. Artık otuz beş yaşından itibâren Hz. Peygamber, belli zamanlarda özellikle Ramazan ayı boyunca Mekke'den uzaklaşıyor, uzlet yeri olarak kendisine seçtiği Hıra dağındaki bir mağarada günlerini geçirerek Cenâb-ı Hakk'ın varlığını, birliğini, kudret ve azametini, O'nun gücü karşısında mahlûkatın aczini ve zayıflığını düşünüyor; Rab Teâlâ'nın insanlara sonsuz nimetlerini, buna karşı insanoğlunun nankörlüğünü, onların dinî, siyasî, ictimâı, ahlâkî vs. yönlerden içerisine düştükleri kötü durumları hatırlıyordu. İşte bu uzlet,günleri Hz. Peygamber'i rûhi, ahlâkî bir olgunluğa götürdüğü gibi tefekkür ve istidlâl melekelerini geliştirerek aklî ve ilmî bir yüceliğe de eriştirdi.
Gönderen: 17.04.2007 - 16:13
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Peygamber Efendimizin hayatının her anında, müminlere çok güzel örnekler bulunmaktadır. Hz. Muhammed (sav)'in sahabeleriyle olan sohbetleri, onlara hitapları, şakaları, çocuklara olan sevgi ve ilgisi, hanımlarına karşı adaletli, sevecen ve ilgili tavrı, hem ailesi hem de tüm Müslümanlar için örnek bir koruyucu olması, güler yüzü, neşesi, canlılığı, müminlere olan düşkünlüğü ve şefkati, güzel ahlakın ve ideal insan modelinin önemli bir örneğidir. Bu bölümde Peygamber Efendimizin 'ın hoşnut olduğu güzel hayatından örnekler verilecektir.



PEYGAMBERİMİZ (SAV) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE GÜLER YÜZLÜ OLMAYI TAVSİYE EDERDİ:


Peygamber Efendimiz, üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı. Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi. Hem bu imani neşesi, hem de güzel ahlakı nedeniyle daima güler yüzlü ve candan bir tavrı vardı. Sahabeler, Peygamberimiz (sav)'in bu halini şöyle anlatmaktadırlar:







O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara Kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir...
(Cuma Suresi, 2)





Hz. Ali (ra): "Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı. Herkes onun katında ve nazarında eşit idi."156


Resulü daima güler yüzlü, yumuşak huylu idi...157


" Resulü... halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi."158


Peygamberimiz (sav) ashabına da güler yüzlü olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:


"Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz."159


" Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever."160



PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SAHABELERİ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE SOHBETLERİ


Peygamberimiz (sav), çevresindeki Müslümanlarla çok yakından ilgilenirdi. Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından takip ederdi. Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı. Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları çok hoş tutar, gönüllerini alırdı. Sahabeler yanından neşe ve huzur içinde ayrılırlardı.


En yakınlarından biri olan Hz. Ali (ra), Peygamberimiz (sav)'in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır:


"Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en düzgün olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı. Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu. Onu niteleyen: 'Ondan önce de ondan sonra da onun gibisini görmedim' derdi. Ne zaman kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi."161


"(Birlikte) oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, farklı muamele ettiği izlenimi vermezdi. İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı."162


"Ashabını özler, (göremediği zaman) sorardı. İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı. Güzele güzel, çirkine çirkin derdi."163


"Daima doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi. Yanına geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı. Yanından birer delil ve kılavuz olarak çıkarlardı."164


Gelen yabancıların aşırı ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı. Ashab bazen buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi: "böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin!"165


"Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi."166


"... İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu. Onları ürkütmez, kaçırmazdı. Her kavmin liderine önem atfederdi; ikram ederdi..."167


Torunu Hz. Hasan (ra) ise Peygamberimiz (sav) için şunları söylemiştir:


"Bakışları son derece anlamlı idi... Mani kelimelerle (az sözle çok mana ifade edecek şekilde) gayet güzel ve veciz konuşurdu. Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik."168


İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu. Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı."169


Ebu Zer (ra,) Peygamberimiz (sav)'in sahabelerine karşı sevgi dolu tavrını şöyle anlatmıştır:


"Bir gün Peygamberimizin yanına gittim. Bir divanda oturuyordu. Kalktı beni kucakladı. Bu kucaklaması gerçekten pek içtendi."170


Ebu Hüreyre (ra) ise Hz. Muhammed (sav)'in insanlara karşı son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan güzel tavrını şöyle tarif etmiştir:


" Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi. Kendisiyle konuşan herkese karşı yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi."171


Peygamberimiz (sav), sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi. Zayıf olanların kilo almaları, kilosu fazla olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin faydalı olanlarını seçmelerini tavsiye ederdi.172 Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini tavsiye etmiştir.173


Hz. Ebu Hüreyre (ra)'nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre (ra) bayıldığında, Peygamberimiz (sav) onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona ilk önce süt içirmiştir.174




Mekke, Kabe, Kral Fahd kapısı




Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.
(Tevbe Suresi, 128)





PEYGAMBERİMİZ (SAV) SAHABELERİNE ŞAKALAR YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ



Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Bölümü'nde bulunan Kabe kilidi.

Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar takardı. Ancak, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince düşünceli, vicdanlı ve anlayışlı davranırdı. Peygamberimiz (sav)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:


- "Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim"


- "Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir"


- "Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma."

- "Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun."


- "Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz."


- "Şaka da olsa yalan söylemeyin."175



PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ


Peygamber Efendimizin özellikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.


bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:


İşte , iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten , bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23)


Peygamber Efendimizin sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadis-i şeriflerinden bazıları ise şöyledir:


"Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular."176


"Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder."177


"Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar."178


"Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. 'ın kulları kardeşler olunuz."179


"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. 'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın."180


PEYGAMBER EFENDİMİZİN ÇOCUKLARA OLAN İLGİSİ VE ŞEFKATİ


Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, çocuklara olan tavrında da çok yoğun olarak görülmektedir. Peygamberimiz (sav) hem kendi çocukları ve torunları hem de ashabının çocukları ile çok yakından ilgilenmiş, doğumlarından isimlerinin konmasına, sağlıklarından ilimlerinin artmasına, giyimlerinden oynadıkları oyunlara kadar onlar için tavsiyelerde bulunmuş, hatta bizzat yol göstermiş, ilgilenmiştir.


Örneğin, Peygamber Efendimiz, kızı Hz. Fatıma (ra)'ya, her iki torununun doğumundan hemen önce"Doğum olunca bana haber vermeden çocuğa hiçbir şey yapmayın"181 diye tembihlemiştir. Bebeklerin doğumundan sonra ise onların beslenmelerini, bakımlarını ve nasıl korunacaklarını bizzat göstererek anlatmıştır.


Peygamberimiz (sav) ayrıca, yeni doğan bebeklere, çocuklarına, torunlarına ve ashabının çocuklarına hep dua etmiştir. Onları severken ya da onların oyunlarını izlerken, onlar için 'tan hayırlı ve uzun bir ömür, ilim, hikmet ve iman istemiştir. Örneğin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e her vesilede dua etmiş ve bu duasının, Hz. İbrahim'in Hz. İshak ve Hz. İsmail için ettiği dua olduğunu belirtmiştir.182


Ashabından İbn-i Abbas (ra) çocukken Peygamberimiz (sav)'in kendisine "'ım buna hikmeti öğret" diye dua ettiğini aktarır. Ashabından Enes (ra)'e ise çocukluk döneminde, 'ın mal ve evladını çok ve ömrünü uzun kılması ve verdiklerinin Enes (ra) hakkında hayırlı ve mübarek olması için dua etmiştir.183


Peygamber Efendimiz çocukların oyununa da çok önem vermiş, hatta zaman zaman onlarla oyun oynayarak ilgilenmiştir. Hz. Peygamber (sav), "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın"184 diyerek, anne babalara çocuklarını bizzat eğlendirmelerini tavsiye etmiştir. Peygamberimiz (sav) çocukların yüzme, koşu, güreş gibi oyun ve sporlarla meşgul edilmelerini de tavsiye etmiş, hatta torunlarını ve çevresindeki çocukları buna teşvik etmiştir.


Birçok sahabe, Peygamber Efendimizin çocukları nasıl sevdiğini, onlarla nasıl ilgilendiğini ve oyunlar oynadığını aktarmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:


Hz. Enes (ra):


"Resulullah aleyhissalatu vesselam çocuklarla şakalaşmada insanların en önde olanıydı."185


El Bera (ra):


"Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellemi Hasan omuzunda iken gördüm&#8230;"186


"Peygamberimiz (sav) kızı Hz. Fatıma (ra)'ya şöyle derdi: 'Haydi şu oğullarımı (Hasan ve Hüseyin) çağır bana!' Ondan sonra o ikisini göğsüne basar, koklardı."187


Ya'la İbnu Mürre (ra) Peygamberimiz (sav)'in çocuklara olan sevgisine, onlarla nasıl şakalaştığına dair şunları anlatmıştır:


"Bir grup ashab, Resulullah ile birlikte aleyhissalatu vesselam'ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda torunu Hüseyin'e rastladılar, çocuklarla oynuyordu.


"Resulullah (sav) çocuğu görünce ilerleyip cemaatin önüne geçip onu tutmak için ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve 'Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyindenim. Kim Hüseyin'i severse da onu sevsin. Hüseyin sıbtlardan bir sıbttır (torun)' buyurdu."188


Hz. Enes (ra)'in bildirdiğine göre Resulullah (sav), "dünyadaki iki reyhanım" dediği torunları Hasan ve Hüseyin'i sık sık yanına çağırtıp onları koklar ve bağrına basardı.189


İbnu Rebi'ati'ibni'l Haris (ra) diyor ki:


"Babam beni, Abbas (ra)'da oğlu el-Fadl (ra)'ı Resulullah'a gönderdi. Huzurlarına girdiğimiz zaman bizi sağlı sollu oturttu ve bizi öylesine sıkı kucakladı ki daha kuvvetlisini görmedik."190


Resulullah (sav)çocuklara olan sevgisini gösterirken sıkça onların başlarını okşardı ve onlara hayır duaları ederdi. Örneğin Yusuf İbni Abdillah İbni Selam (ra), "Hz. Peygamber (sav) beni Yusuf diye isimlendirdi, başımı okşadı" der. Amr İbnu Hureys (ra) ise annesinin kendisini Hz. Peygamber (sav)'in huzuruna götürdüğünü, Resulullah (sav)'ın başını okşayıp bol rızka kavuşması için dua ettiğini, Abdullah İbnu Utbe (ra) de beş-altı yaşlarındayken Peygamberimiz Efendimizin başını okşayarak, zürriyeti ve bereketi için dua ettiğini hatırlayabildiğini anlatır.191


Hz. Muhammed (sav)'in çocuklara gösterdiği ilgili ve sevgi dolu tavrı, Ebu Hüreyre (ra) de şu örneklerle anlatmıştır:


"Meyvenin ilk çıkanı getirildiği zaman Resulullah (sav) şöyle derdi: ''ım Bize, Medinemize, meyvelerimize, müdd ve saımıza (yani ölçeklerimize) kat kat bereket ver' diye dua ederdi. Sonra meyveyi orada bulunan en küçük yaştakine verirdi."192


"Çocuğa karşı yumuşak davranmak Resulü'nün adetlerindendi. Resulü bir seferden döndüklerinde çocuklar kendilerini karşılarlardı. Resulü de durur sahabelerine çocukları kaldırmalarını emrederdi. Onlar da çocukların kimini Resulü'nün önüne kimisini terkisine bindirir ve bazılarını da kendileri bineklerine alırlardı."193


"Resulullah (sav) Hz. Fatıma'nın evinin avlusuna geldi ve oturdu. 'Burada çocuk var mıdır?' diye sordu. Hz. Fatıma'nın çocuğu (Resulullah'ın torunu), süratle koşarak geldi ve Resulullah'ın boynuna sarıldı. Resulullah çocuğu öptü."194


"Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu."195


Cabir İbnu Semüre (ra) de aynı konuda şunları anlatmıştır:


"Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim."196


Kız çocuklarının doğar doğmaz öldürüldükleri bir dönemde peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed (sav), kız çocuklarını da erkek çocuklardan ayırmamak gerektiğini, kız çocuklarını öldürmenin günah olduğunu bildirmiş, ve hepsine eşit sevgi ve ilgi göstererek, topluma da güzel bir örnek olmuştur. Peygamberimiz (sav)'in kız çocuklarındaki güzel özellikleri vurguladığı sözlerinden biri şudur:


"Kız ne güzel evlattır. Şefkatli, yardımsever, munis, kutlu ve analık duyguları ile doludur."197


Peygamberimiz (sav) sevgisini hem sözleriyle hem de davranışlarıyla gösterirdi. Çocuklara onları sevdiğini söylerdi.198


Peygamber Efendimiz, çocuklara olan şefkatinde hiçbir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği sevgi ve merhametin aynısını diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi. Halid bin Said (ra), Peygamberimiz (sav)'i ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan'da doğduğu için, Peygamberimiz (sav) ona ayrı bir yakınlık gösterirdi. Bir seferinde Peygamberimiz (sav)'in eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid'in kızını çağırttı ve ona verdi, sevindirdi.


Cemre o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimiz (sav)'in huzuruna götürür, derdi ki: "Yâ Resulallah, şu kızım için 'a bereketle dua eder misiniz?" Peygamber Efendimiz Cemre'yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua buyurdu.


Peygamberimiz (sav)'in yardımcısı Hz. Zeyd (ra)'in oğlu Üsame (ra) Peygamber Efendimiz ile ilgili şunları anlatmıştır:


"Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua ederdi."199


Bazı kimseler, Peygamberimiz (sav)'in çocuklarla oyun oynamasını, onlarla ilgilenmesini anlamıyorlardı. Bir defasında Akra bin Habis (ra), Peygamberimiz (sav)'i, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:


"Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim." Bunun üzerine Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdu."200


Peygamber Efendimiz mübarek evladı Hz. İbrahim'i de, süt annesinin evinde sık sık ziyarete gider, şefkat ve merhametini göstererek, başını okşar, bağrına basardı. Peygamber Efendimizin hizmetkarı Hz. Enes (ra), ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:


"Ben ev halkına Resul-i Ekremden (sav) daha şefkatli, daha merhametli davranan bir kimse hayatımda görmedim. İbrahim, Medine'nin Avali kısmında sütannesinin yanında bulunurken, Peygamberimiz onu görmeye gider, biz de beraberinde bulunurduk... Peygamberimiz içeri girer, oğlunu alır, öper, sonra dönerdi... Yine bir gün gittiğimizde Resulullah çocuğunu getirtti, bağrına bastı. Ona bazı sözler söyledi, onunla konuştu."201


Hazret-i Ali anlatıyor:


"Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa verdi&#8230;"202


Peygamberimiz (sav), ayrıca müminlere çocukları arasında adaletle davranmalarını hatırlatmış ve şöyle demiştir:


"'tan korkun. Çocuklarınızın size itaatli olmalarını istediğiniz gibi siz de onların aralarında adaletle davranınız."203


" öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever"204


Peygamberimiz (sav) çocukların eğitilmeleri ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri üzerinde de durmuş ve bu konuda birçok tavsiyede bulunarak yol göstermiştir. Peygamberimizin (sav) bu konudaki sözlerinden bazıları şöyledir:


"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz."205


"Çocuğun, babası üzerindeki haklarından biri ismini ve edebini güzel yapmasıdır."206


"Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın..."207


Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), her konuda olduğu gibi, çocuklarla ilgilenmesi, onlara gösterdiği sevgi ve şefkat ile müminlere en güzel örnektir. Peygamberimiz (sav) "Küçüklerimize şefkat etmeyen ... bizden değildir"208 diyerek, çocuklara gösterilen şefkatin önemini belirtmiştir.
Gönderen: 17.04.2007 - 16:14
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Miraç








Miraç Arapça'da merdiven, yukari çikmak, yükselmek anlamlarini dile getirir. Islam'da Hz. Peygamber (s.a.s)'in göge yükselerek 'in huzuruna kabul edilmesi olayi. Mirac olayi hicretten bir yil ya da onyedi ay önce Receb ayinin yirmi yedinci gecesi gerçeklesir. Olayin iki asamasi vardir. Birinci asamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'in andigi bu asama, gece yürüyüsü anlaminda isra adini alir. Ikinci asamayi ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l Makdis'ten 'a yükselisi olusturur. Mirac olarak anilan bu yükselme olayi Kur'an'da anilmaz, ama çok sayidaki hadis ayrintili biçimde anlatilir. Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip gögsünü yardi, kalbini Zemzem ile yikadiktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adli binege bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve diger bazi peygamberler tarafindan karsilandi. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diger peygamberlere namaz kildirdi. Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yaninda Cebrail oldugu halde göge yükselmeye basladi. Gögün birinci katinda Hz. Adem, ikinci katinda Hz. Isa ve Yahya, üçüncü katinda Hz. Yusuf, dördüncü katinda Hz. Idris, besinci katinda Hz. Harun, altinci katinda Hz. Musa ve yedinci katinda Hz. Ibrahim ile görüstü. Cebrail ile birlikte yükselis Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarim" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldi. Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren Refref adli baska bir binekle yükselisini sürdürdü. Bu yükselis sirasinda Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabini müsahede etti. Sonunda 'in huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden 'a sirk kosmayanlarin Cennet'e girecegi müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve bes vakit namaz fari kilindi. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü. Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayini anlatti. Olayi duyan müsrikler yogun bir kampanya baslatarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya basladilar. Bu kampanya bazi müslümanlari da etkileyerek süpheye düsürdü. Olayin gerçek olup olmadigini arastirmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana iliskin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i sinadilar. Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdigi bilgilerin dogrulugu müslümanlari süpheden kurtardiysa da müsriklerin inatlarini kirmaya yetmedi. Mirac olayi inatlarini ve düsmanliklarini artirarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karsisindaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Siddîk" lakabiyla onurlandirildi. Hz. Ebu Bekir olayi kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyecegini soran müsriklere "O söylüyorsa süphesiz dogrudur" cevabini vermisti. Ahad hadislere dayansa da Mirac olayinin gerçekliginde tüm müslümanlar birlesmislerdir. Ancak olayin gerçeklesme biçimi Islam bilginleri arasinda görüs ayriliklarina neden olmustur. Buna göre Ibn Abbas'in da içinde bulundugu bazi bilginlere göre Mirac olayi uykuda gerçeklesmistir. Bilginlerin büyük çogunluguna göre ise uyku durumunda ve rüyada degil, uyanik iken gerçeklesmistir. Fakat bu görüsü savunanlar da Mirac'in yalniz ruhlami, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi oldugu konusunda ikiye ayrilmislardir. Sonraki Kelamcilarin büyük çogunluguna göre mirac olayi uyanikken hem ruh, hemde bedenle gerçeklesmistir. Içlerinde Hz. Aise'nin de bulundugu bazi bilginlerle mutasavviflarin büyük çogunluguna göre ise uyanik durumda iken ama yalniz ruhla gerçeklesmistir. Mirac olayinin gerçeklestigi gece müslümanlarca kadir gecesinden sonraen kutsal gece sayilmis ve bu gecenin ibadetle ihyasi geleneklesmistir. Osmanlilar döneminde, camiler kandillerle donatildigi için Mirac kandili olarak anilan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayini anlatan ve Miraciye adi verilen siirlerin okunmasi, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti
Gönderen: 17.04.2007 - 16:15
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
--_--Akrep--_-- su an offline --_--Akrep--_--  
1938 Mesaj -
--_--Akrep--_-- üyenin alternatif Ego
saol allah razı olsun..
Gönderen: 17.04.2007 - 19:34
Bu Mesaji Bildir   --_--Akrep--_-- üyenin diger mesajlarini ara --_--Akrep--_-- üyenin Profiline bak --_--Akrep--_-- üyeye özel mesaj gönder --_--Akrep--_-- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
cümlemizden razı olsun..

Artık peygamberimizin vefatına geldik...
Gönderen: 22.04.2007 - 09:14
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Vefatı




Hicretin onuncu yilinda Rasülullah (s.a.), yüz binden daha fazla müslümanla birlikte Medine'den hacc için hareket etti. Bu hacc esnasinda Arafat dagi yaninda, Islâm'in anayasasi kabul edilen veciz ve ölümsüz hutbesini iradetti. Bu hutbesinde, Islâm'in temel ilke ve kaidelerini beyan ederek, insanlar arasinda fark gözetmeyen bir esitlik ilan etti. Söyle diyordu:


"Ey nas! Biliniz ki Rabbiniz birdir, babaniz birdir. Hepiniz Adem'densiniz. Adem de topraktandir. yaninda en üstününüz, O'ndan en çok korkaninizdir. Arab'in, Arab olmayana üstünlügü yoktur; üstünlük ancak takva iledir."


Kur'ân-i Kerim'in nüzûlü de Maide sûresinin 3. ayetindeki, "Bugün size, dininizi kemale erdirdim, size olan nimetimi tamamladim ve size din olarak Islâm'i seçtim." kavl'i serifinin nazil olmasiyla tamamlanmisti.


Veda Hacc'inin üzerinden henüz üç ay geçmemisti ki, Rasülullah (s.a.) atesli bir hummaya yakalandi. Onun hastaliginin siddetlendigini gören Ensar, Mescidi Nebî'de toplanmislardi. Fadl b. Abbas ve Ali b. Ebi Talib, bu durumu Peygamber Efendimize ulastirdilar. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, Ali, Abbas ve Fadl'a dayanarak Ensarin huzuruna çikti. Basi sariliydi. Minber'in alt basamaginda oturdu, 'a hamd ve senadan sonra söyle hitap etti; "Ey nas! Duydum ki, siz peygamberinizin ölmesinden korkuyormussunuz. 'in benden önce gönderdigi peygamberlerden ebedî yasayan biri var mi ki, ben sizin içinizde ebedî kalayim? Bilesiniz ki, elbette ben Rabbime kavusacagim, siz de bana ulasacaksiniz. Size, ilk muhacirlere hayirli davranmanizi vasiyet ederim. Bütün muhacirler de birbirlerine karsi hayirli olsunlar. u Teâlâ söyle buyurur; "Asra (yani peygamberlik çagina, yahut bütün zamana veya ikindi namazina) andolsun ki, insan ziyan içindedir. Ancak inanip iyi isler yapanlar, birbirlerine hakki tavsiye edenler ve birbirlerine sabri tavsiye edenler baska" (onlar ziyandan kurtulmuslardir.) Her is, 'in izniyle, iradesiyle cereyan eder. Siz olacak seylerin sirasini degistiremezsiniz, u Teâla sizden birinizin acelesiyle, acele davranmaz. 'in iznine, iradesine galebe etmege çalisanlar, en sonu maglub olurlar. 'i aldatmak isteyenler de muhakkak aldanirlar. Nitekim o, söyle buyurur: "Demek is basina gelecek olursaniz, yeryüzünde bozgunculuk çikaracak ve akrabalik baglarini koparacaksiniz. "


"Ey nâs! Size Ensar halkina da hayirli olmanizi vasiyet ederim, çünkü onlar sizden önce iman yurdunu hazirlamislardir. Onlara iyi muamele ediniz. Onlar sizi kendi mahsullerine ortak etmediler mi? Evlerini sizinle paylasmadilar, sizi vaktiyle evlerinde agirlamadilar mi? Kendileri ihtiyaç içinde olduklari halde, her hususta sizi nefislerine tercih etmediler mi? O halde (ey muhacirler!) sizden biriniz iki adam arasinda hakemlik yapmak görevine getirilirse Ensarin iyilik edenlerine teveccüh ve ikram etsin, fenalik yapanlarin kusurlarindan da vazgeçsin. Biliniz ki, kendinizi onlara tercih edemezsiniz. Biliniz ki, ben size karsi çok merhametliyim, yine biliniz ki, ben Rabbime kavusacagim, sizler de bana kavusacaksiniz. Bulusacagimiz yer, Kevser havuzunun kenaridir. Benimle havuz kenarinda bulusmak isteyenler dillerini gerekli olan seylerin disindaki bos seylerden çeksinler."


Rasülullah (s.a.), 13 Rebiülevvel h. 11 (8 Haziran 632) pazartesi günü ruhunu teslim etti. Risaleti tebligi etmis, kendisine verilen emaneti en mükemmel bir sekilde yerine getirmis olarak ömrünün 63'ünde Rabbimizin rahmetine kavustu.


Rasülullah'in vefat haberi, müslümanlar üzerinde müthis bir tesir icra etti, öyle ki büyük bir saskinliga düserek peygamberlerin de, diger insanlar gibi öleceklerini bildiren ayetleri bile unuttular. Kilicini çekip dikilen Ömer b. Hattâb, Rasülullah'in öldügünü söyleyenleri ölümle tehdit ediyor ve söyle diyordu: "Münafiklardan bir adam, Rasülullah'in vefat ettigini zannetmistir. Hayir vallahi! O ölmedi, lakin Musa'nin gittigi gibi, dönmek üzere Rabbine gitti. Vallahi Rasülullah dönecek ve öldügünü söyleyenlerin ellerini kesecektir."


Rasülullah'in vefatini duyan Hz. Ebubekir, Mescid'in önüne geldiginde Ömer hâlâ, halka bir seyler söylüyordu. O, bunlara aldirmaksizin dogruca Rasülullah'in bulundugu odaya girdi. Üzerindeki örtüyü kaldirarak söyle dedi: "Babam ve anam yoluna feda olsun ya Rasülellah! Ölümünde de, diriyken oldugu gibi ne kadar güzel ve temizsin. Senin ölümünle, hiçbir peygamberin ölümüyle kesilmemis olan peygamberlik son bulmustur. Sanin ve serefin o derece büyük, o kadar güzel vasiflara sahibsin ki, tanitilmak ve üzerine aglanmaktan münezzehsin. Ya Rasülellah! Ölümünle insanlara teselli oldun, zira nübüvvet özelliklerinle hususiyet kazanmis olmana ragmen ölüm sana da yetisti. Ölümle o derece umumilestin ki, ölümlü olmakta hepimiz seninle esit olduk. Kendin tercih etmemis olsaydin, ölümün nefislerimize çok zor gelirdi, eger bizi aglamaktan menetmemis olsaydin, senin için gözyaslari döker; hatta göz pinarlarimizi kuruturduk. Ama, yine de göz yasimizi tutmaga gücümüz yetmiyor. Siddetli üzüntü ve kederi üzerimizden atamiyoruz. 'im bizden ona selâm ulastir. Ya Muhammed (s.a.)! Rabbinin katinda bizi unutma, hatirinda kalalim. Sekinet ve rahatlik yaratilmamis olsaydi, korku ve üzüntü de yaratilmazdi. im, nebine bizden selâm ulastir, onu aramizda muhafaza et!"


Hz. Ebubekir, daha sonra Rasülullah'in nasinin basindan ayrildi, disari çikarak halka hikmetli ve anlamli hutbesini irad etti. Bu hutbe müslümanlarin aklini basina getirdi ve düstükleri hatayi hemen anladilar. Hz. Ebubekir söyle hitap etmisti: "Sehadet ederim ki, birdir, O'ndan baska ilah yoktur, O'nun hiçbir ortagi yoktur. Yine sehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve rasülüdür. Yine sehadet ederim ki, Kitap (Kur'an) nazil oldugu, din mesru kilindigi, Hadîs iradedildigi, söz söylendigi gibi mahfuzdur. , apaçik bir hakikattir," sonra da söyle dedi: Ey nâs! Muhammed'e kulluk eden var idiyse bilsin ki: Muhammed muhakkak ölmüstür; 'a tapanlara gelince, süphesiz diridir, ebediyyen bâkidir." Devamla su manadaki ayetleri okudu:


"Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir. Simdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde


geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse, 'a hiç bir ziyan veremez. , sükredenleri mükafatlandiracaktir.&#8221; Ve devam etti: "u Teâlâ isini, size vasiyet etmistir, onda ümitsizlik ve sabirsizliga düsmeyiniz. Süphesiz , sizin yaninizdaki ve kendi yanindaki seyleri Nebisi için seçmistir. Onu, yarligamasina çekip almis, Kitabini ve nebisinin sünnetini sizde birakmistir. Bu ikisine sarilan dogruyu bulur, o ikisinin arasini ayiran sapitir. Ey iman edenler! için hakki ayakta tutan kimseler olunuz. Seytan, Peygamberimizin ölümü sebebiyle sizi aldatmasin, dininizden saptirmasin. Seytani aciz birakacaginiz seyde, ondan acele davraniniz. Size ulasmasina firsat vermeyiniz."


Malik b. Enes'in söyle dedigi rivayet edilir: "Bana ulastigina göre Rasülullah (s.a.), pazartesi günü vefat etmis,sali günü defnedilmistir. Müslümanlar, cenaze namazini gurublar halinde, imamsiz olarak kilmislardir." Sahabe-i Kiram, Rasülullah'in nereye defnedilecegi hususunda ihtilafa düsmüsler, bazilari dogum yeri olan Mekke'ye, bazilari ashabinin yanina Cennetü'l-Baki' kabristanina bazilari da kendi mescidine gömülmesini teklif etmislerdi. Bu esnada söz alan Hz. Ebubekir, Peygamber Efendimizin "Hiçbir peygamber, vefat ettigi yerin disinda bir mahalde defnedilmemistir." mealindeki hadisini rivayet ederek, bu ihtilâfin ortadan kalkmasini sagladi.






Alıntıdır




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ~*~CeMReNuR~*~ tarafından, 22.04.2007 - 09:16 tarihinde.
Gönderen: 22.04.2007 - 09:16
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Ayrıyeten mesaj herkese çoook teşekkürler...
Gönderen: 23.05.2007 - 18:22
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
edaaa su an offline edaaa  
177 Mesaj -
edaaa üyenin alternatif Ego
ALLAH razı olson canımglücklich glücklich
Gönderen: 20.06.2007 - 14:53
Bu Mesaji Bildir   edaaa üyenin diger mesajlarini ara edaaa üyenin Profiline bak edaaa üyeye özel mesaj gönder edaaa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~Nisan Yaðmuru~ su an offline ~Nisan Yaðmuru~  
4929 Mesaj -
~Nisan Yaðmuru~ üyenin alternatif Ego
Önemli değil canım..
Gönderen: 20.06.2007 - 22:29
Bu Mesaji Bildir   ~Nisan Yaðmuru~ üyenin diger mesajlarini ara ~Nisan Yaðmuru~ üyenin Profiline bak ~Nisan Yaðmuru~ üyeye özel mesaj gönder ~Nisan Yaðmuru~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfalar (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 546 Misafir online. En son üyemiz: yaz gülü
881 üye ile 20.10.2023 - 08:27 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
cojepien (51), rabia_2 (37), xxxmax (31), m.ikbal (28)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0
Copyright © 2002-2004 ((( RAVDA.net )))  *  E-Posta: info@ravda.net   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
© 2002-2004 by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65609 saniyede açıldı